Seçimin üzerinden uzun bir süre geçtiği halde henüz ortada bir şey yoktur. Nasıl bir hükümet kurulacağı belli değildir. Mecliste olan dört parti de sadece kendi kırmızı çizgilerini belirtmektedirler. Her birinin kırmızı çizgisi diğerinin kırmızı çizgisi ile çakışıyor. Yapılan anketlerde seçim olursa farklı bir tabloda görünmediği belirtiliyor. Anlaşılan halk bu kaosun farkında değildir. Ortadoğu’nun yandığı bir dönemde Türkiye de istikrarsızlık hüküm sürmektedir. Suriye de oluşan ortam bizde de olursa herkes zarar görür.
Seçim değerlendirmesini yapmadan önce bir hikaye anlatmak istiyorum. Eski zamanlardan birinde bir adama denilmiş ki; bizden iste. Sana ne versek komşuna da iki kat vereceğiz. Adam düşünür. Bana bir inek verilse komşuma iki inek verilecek. Düşünür ve bir türlü işin içinden çıkamaz. En sonunda der ki ‘benim bir gözümü çıkarın.’
Gülen grubu AK partiye karşı duyduğu nefretten dolayı CHP, MHP ve HDP ‘den hangisi hangi bölgede güçlü ise onları desteklediler. Ama şunu da çok iyi biliyorlar ki AKP iktidarında elde ettikleri imkanları hiçbir dönemde elde edemezler. AKP bütün kurumları onların önüne sermişti. Onlarda istedikleri gibi soru çalıyorlardı. İhaleleri istedikleri yerlere veriyorlardı. AKP bunu bildiği halde sesini çıkaramıyordu. Çünkü adamları çok azdı. Ama diğer üç partinin görev bekleyen çok sayıda sadık adamları vardır. Dolayısıyla sıra Gülenin adamlarına gelmez. Bazen sus payı için bir şeyler verilir. CHP zihniyeti iktidarda olduğu dönemlerde kendi adamları dışında kimseye bir şey vermemiş. Beş bin hakim ve savcı işe alınmış. Hepsi solcu. Sorulunca da o zaman ki bakan Mehmet Moğultay; ben MHP’li mi alacağım demişti. Halkın kanını emerek zenginleşmiş olan koç ve doğan gibi olan iş adamları bunların döneminde bu hale geldiler.
MHP bütün dönemlerde kelle avcılığı üzerinden siyaset yapmıştır. Hiçbir dönemde de halk ona tek başına iktidarı teslim etmemiş. Koalisyona girdikleri zamanlarda kendi adamlarını kurumlara yerleştirmişler. Eskiden bir çok bakanlıkta bunlara mensup şahıslar yetkili idiler. Onlara mensup olan şahıslar başka partilerin içinde oldukları zaman (M. AĞAR) bakanlığına binlerce ülkücü yerleştirdi.
AKP iktidarda bulunduğu sürenin büyük kısmında kadrolaşmayı gülen cemaatine bıraktı. Onlarda bu işin hakkını vermeye çalıştılar. Her tarafa kendi adamlarını yerleştirdiler. Bütün kurumların kilit yerlerine önceden yetiştirdikleri adamlarını bıraktılar. Ondan sonra her tarafta kadrolaşma furyası başladı. Birçok sınav da onların arkadaşları iyi derecelerle başarılı oldular. Yıllarca çalışan garibanlar düşük puan alıp işsiz kaldılar. Hükümeti yolsuzlukla vurmaya çalışan bu kesim değer biçilemeyen arsa ve mülkleri ya hibe yoluyla ya da 49 yıllığına kiralama usulüyle ele geçirdiler. Ama şunu unutmamak lazım ki, bunların her alanda yetiştirilmiş elemanları vardır. Yani bu hükümet onlara mecburdu. Kendi elemanı yoktu. Diğer taraftan doğuda yıllarca beslemeye çalıştığı İslami grupların çoğu bu seçimde ona oy vermedi. Bu grupların çoğu Kürtçülük yapıyorlardı. Bütün platformlarda PKK ‘yi desteklemişler diye söyleniyor. Özellikle yukarıda anlattığımız hikaye öze dönüş (Menzil), Med-Zehra ve Nu bihar için çok uygundur. Bunlar eskiden beri doğu bölgesinde HÜDA PAR’ın içinden çıktığı camiaya karşı PKK’yi desteklemişler. Her ortamda Müslümanların aleyhinde hareket etmişler. Bu üç gruptan biri olan Med-Zehra’nın adamı Yalçın Akdoğan hükümette kilit noktada idi ve görevini layıkıyla yaptı.
HDP halka verdiği sözleri yerine getirmemek için iktidardan uzak durmaya çalışıyor. İktidar olsa her şeyden önce LGBTİ’liler için evlilik yasası çıkarmalıdır. Eski müftü nikahlarını kıymalı, Tan'da şahitlik yapmalıdır. Destek veren imamlar bu işte görev almalıdır. Halka erkekle erkeğin evlenmelerinin İslama uygun olduğunu vaazlarda anlatmalıdırlar. Eski müftü demişti ki, ben bu partinin programını okuduktan sonra aday oldum. Yani erkekle erkeğin evlenmeleri için mücadele programı. Ama bunların onurlu yürüyüşlerine katılmamışlar. Yoksa bunlar programlarına ihanet mi ediyorlar.
İktidara kim gelirse gelsin, kendi yandaşını işe yerleştirecek. Mecliste bulunan bütün partilerin kazandıkları belediyeler vardır. Bunlar ihaleleri muhaliflerine mi vermişler. Ya da işe aldıkları şahıslar onların muhalifi mi yoksa militanı mı? Kalp gözleri açık olanlara selam olsun. Allaha emanet olun...