Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Her ne kadar daha kışa girmemişsek de kış için erzaklarımızı hazırladığımız bir gerçektir. Kışlık elbise, ayakkabı, yada gıda ihtiyaçlarımızı temin etmemiz de en doğal hakkımızdır. Peki bunlar haricinde; kış ayında istifade edilmesi gerekenler nelerdir? neler çokça yapılabilir ya da yapılmalıdır? Nelere dikkat etmeliyiz? Hangisini haslet olarak alıp, hangisini de terk etmeye çalışacağız gibi sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Kış ayı denilince aklımıza ilk gelen şüphesiz uzun uzadıya olan gecelerdir. Bu uzun geceleri değerlendirmezsek ziyan edenlerden, hüsrana uğrayanlardan olacağımıza dikkatinizi çekmek istiyorum. Buda bizlere hiç yakışmayan bir karakteri oynamak olur.
Aslında yapılabilir çok program var ama bana göre öncelikli olan konu gözlerimize çarpıp buradayım buradayım diye bağırıyor. O da insanları gün geçtikçe olgunlaşmasına sebebiyet veren, kendilerini daha rahat anlatmaya, kabullendirtmeye ikna kabiliyetinin çoğalmasına katkı sunan okuma’dır. Uzun gecelerde çokça ziyaretler, muhabbetler olacağı gibi, çokça kitaplar da okunabilir.
Genel manada okuma ile ilgili her platform ve oturumda, her panel ve organizasyonda, her okul ve cami-medreselerde söylenen ve yazılan, öğretilen sözlerin başında Kur-an’ın ilk emrinin “OKU” olduğu ibaresidir. Ki öyle de olması gerekiyor. Ama gel gör ki, hep böyle söylenilip sık sık tekrarlandığı halde heybemize yeterli derecede, bizleri besleyip doyuracak, başkasına da anlatmaya sebebiyet verecek derecede kitaplardan gıda alamıyoruz maalesef. Bu konuya bir ibadet hassasiyetiyle yaklaş(a)mıyoruz. Yani bizlere farz olan diğer ibadetler gibi okumanın da bir ibadet olduğunu ya anlamıyor, ya unutuyor ya da bir türlü alış(a)mıyoruz.
“Oku, yaratan Rabbinin adıyla. O, insanı kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin en üstün kerem sahibidir.” (ALAK 1-3) ayetlerinin içinde tamamıyla emir barındırıldığını ya baştan savarak unutuyor, ya da bir türlü idrak edemiyoruz. Ve unutulmaması gereken o emirlerin birinci derecedeki muhatapları biz Müslümanlarız. Bu emirlere mutlak riayet etmek başlı başına bizim mesuliyetimizdedir. Bu emirlere bizim daha çok sahip çıkmamız gerekirken, pratiğe baktığımızda gayri Müslimlerin bizlerden daha çok bilgiye önem verip okuduğunu hayretler içerisinde görüyoruz. Tabii ki herkes bilgi sahibi olsun ama gayri Müslimlerin bizlerden daha çok okumasını ibretle izliyorum.
Aklımızdan çıkmamalı ki, bireysel gelişimin birinci adımı olan kitap okuma tamamıyla bizlerin fayda göreceği bir eylemdir. Bu eylem de, zihni melekeleri arttırır, kıvrak bir zekaya eriştirir. Beyin jimnastiği ile hantallığa alışmak isteyen beynin silkelenmesine sebep olup, dile hakimiyet kazandırdığı gibi basiret ve feraseti de geliştirir. Kitap okuma düşünceleri olgunlaştırıp besleyen, geliştiren ve çabuklaştıran ana kaynaklardandır. Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi zenginleştiren okuma, anlama gücümüzü ve konuşma kabiliyetimizi de şüphesiz kuvvetlendirecektir.
Bizler için olmazsa olmazlar arasına giren genel kültürü arttıran okuma, etkin ve etkili bir birey olmanın yollarını açtığı gibi kimlik, kişilik ve bilinç de kazandırır. Kişilikli insanların en çok sahip olmak istedikleri güçlü hafıza ve insanları ikna etme kabiliyetiyle beraber etkileme imkanı da şüphesiz okumadan geçer.
Her kitap bizlere başka hayatlar, başka insanlar, türlü türlü tecrübelerle beraber, başka karakterler hakkında yeni ve farklı bakış açılarını da kazandıracaktır. Böylece empati yetimiz gelişecek, sempatik ve açık fikirli bir insan olacağız. Belki normal şartlarda tanıma imkanı bulunamayacak farklı kültürleri, gelenek ve görenekleri öğrenme fırsatı verecek olan düzenli okumadır. Ayrıca ruhsal gelişim ve değişimi sağladığı gibi başkaları için düşündüğümüz ön yargıları da kıracaktır.
Kısacası kitap okuma; acile gelen hastanın doktor tarafından reçetesinde yazılan ilaç konumundadır desek abartmış olmayacağımız gibi, direk konuya temas ettiğimizi de belirtmek isterim. Ve sağlığımıza kavuşma umuduyla kitaplara sarılacağız. Yanı başımızdan hiçbir şekilde kaldırmayacağız. Her nereye gidersek de gidelim; çantamızda, telefonumuzda, hatta ve hatta bizde bulunan poşetlerde dahi mutlaka kitap bulundurmalı, fırsat bulduğumuz küçük bir anda bile o kitaplardan istifade etmeliyiz.
Birilerinden alacağımız en değerli hediye, bizleri en çok sevindirecek ödül, olmazsa olmazımız olan kışlık erzakımız “kitap” olmalıdır. Kışın uzun gecelerinde en çok kapısını çaldığımız, ziyaret edeceğimiz yer mutlaka kitaplığımız olmalıdır.
Kitaplardan çok istifade edeceğimiz bir mevsim olması temennisiyle, selamette kalın…
