“Hani, İsrailoğullarından; 'Allah'dan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilikte bulunacaksınız, insanlara güzel söz söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız ve zekatı vereceksiniz' diye kesin söz almıştık. Sonra az bir kısmınız müstesna, bu sözden döndünüz. Siz zaten yüz çevirenlersiniz.” -El Bakara Suresi: 83-
Kur’anı Kerim takvalı yani Allahtan korkan insanlara yol göstermek için gönderilmiştir. “Kendisinde hiçbir şüphe olmayan bu kitap takvalı olanlara yol gösterir.” -El Bakara Suresi:2-
Yani imam da olsa, hacı da olsa eğer takvalı değilse Kur’an ona rehber olmaz. Bu yüzden Kur’an’ı okuyan nice insan vardır. Ama Kur’an’ın dışında başka rehberleri vardır. Bu kitaba baktığımızda eski kavimlerin kıssalarını anlatmaktadır. Önceki Peygamberlerin (AS) mücadelelerini anlatmaktadır.
Şu noktayı belirtmeden konuya geçmek istemiyorum. Bizler Kur’an’ın tümüne muhatabız. Bazılarının dediği gibi Yahudiler, Hıristiyanlar, müşrikler ve diğer insanlar hakkında inen ayetler bizi bağlamıyor. Onlar hakkında inmiş. Adam ayeti okuyunca eğer ey Yahudiler diye başlıyorsa bu ayet Yahudiler hakkında inmiş deyip üzerine almıyor. Hal bu ki biz bu ayetleri okuduğumuzda acaba bu belirtilen hususlar bizde de var mıdır? Diye düşünüp kendimizi düzeltmeliyiz.
1. “Allahtan başkasına kulluk etmeyeceksiniz.” kendimize bakalım. Ticaretimizde, evimizde, okulumuzda ve hayatımızın birçok alanında Allah yok. Yani düzenlemelerimiz ve kurallarımız onun emirlerine göre değildir. Kulluk demek onun emirleri doğrultusunda hayatımızı düzenlemek demektir. Genç kesimin büyük bir kısmı Allah denilince diyor ki, benim için önemli değil. Yaşlılarımıza gelince namazda ki ayetlerin anlamını dahi bilmiyor. Allah’ı tanımıyor. Tanımadığı bir zattan nasıl korkar. Kulluğumuzu hayatımızın tüm safhalarına koymalıyız. Hayatımızı onun emir ve kurallarına göre düzenlemeliyiz. O zaman ona kulluk etmiş oluruz.
2. Anne- babaya iyilik yapmak. Çoğumuz anne- babamızı bir yük olarak görüyoruz. Eşimizi tutmuş annemizi terk etmişiz. Onlara bakanlarımız dahi millet arkamdan konuşmasın diye bakıyor. (bu son zamanlarda devlet para verince kıymetli olmuşlar. Eskisi gibi sokağa atılmıyorlar.) onlara öf bile demek yasaktır.
3. Yakın akrabalara iyilik yapmak. Akrabalar birbirlerini sormaz olmuşlar. Teknolojiden bile istifade etmiyoruz. Bir telefon dahi etme zahmetinde bulunmuyoruz. Eskiden sormayan sorulmaz deniliyordu. Şimdi soranda sorulmuyor. Defalarca soruyorsun lakin karşıda ki ilgilenmiyor. Karşılık bulmayınca soran da sormuyor. <akraba arasında ilişkiyi kesmek Allahın merhamet etmesini engeller. Onun için karşılıklı selamlaşalım.
4. yetimlere ve düşkünlere iyilikte bulunmak. Sadece maddi olarak onlara yardımcı olmak değildir. Onları ıslah edip doğru yola iletmek gerekir. Topluma baktığımızda en problemli çocuklar anne- babaları olmayanlardır. Bunlar terbiyeden mahrum kalmışlar. Kötü alışkanlıklarda bulunan genç kız ve erkeklere baktığımızda çoğu bu profildedirler. Toplumumuzun ıslah olmasını istiyorsak bu durumda olan çocuklara el atalım. Onlar düzelirlerse toplumda büyük bir düzelme olur. Çocuk yetiştirme yurtları, sıkıntılı çocuk yetiştirme yerleri olmuş. Hem bakıcılar hem de görevliler ahlak ve İslamdan uzak oldukları için bu çocukları kötü emellerine alet edebiliyorlar. Çeteler dışarıdan bu çocuklara musallat oluyorlar. Bu tip çocukları ıslah edersek toplum rahat bir nefes alır. Dikkat edersek ne kadar ahlaksız dernek ve kuruluşlar varsa bu çocukların üzerinde çalışıyorlar. Özellikle kız çocuklarının üzerinde. Onlara burs veriyorlar. Yanlarına alıyorlar. Üniversite de kendi yanlarında barındırıyorlar. Ve hayatlarının üzerine ipotek koyuyorlar. Artık bu çocuklar onların köleleridirler. Her alanda kullanıyorlar. Özellikle devlet ve imkanı olan bütün yapılar bu çocukların İslamı iyi öğrenmelerini sağlamalıdırlar. Eğer İslamı öğrenmeseler birer suç makinesi olurlar. ‘Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz diye böyle yapıyor. Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki: “Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp (birlikte yaşar)sanız (sakıncası yok). (Onlar da) sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.’ -El Bakara Suresi: 220-
“Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.” -İnsan Suresi:8-
“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız." -Müslim, Zühd 42.-
"Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır". -Ahmed ibni Hanbel, Müsned, V, 250.-
"Bir kimse, Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir suç işlemediği takdirde, Allah Teala onu mutlaka cennete koyar" -Tirmizi, Birr 14.-
"Ben ve yanakları solmuş dul kadın, kıyamet gününde, yan yana iki parmak gibi beraber olacağız. Mevki ve güzellik sahibi bu kadın, kocasından dul kalmıştır. Kendini yetimlerine adamış ve bu durum onlar evleninceye, ya da ölünceye dek böyle devam etmiştir." -İbn Mâlik, Ebû Dâvud-
Yetim ve dulları kötü niyetli insanların elinden kurtarmak lazımdır. Onlara sadece maddi yardım etmek yetmez. Onları yetiştirmek lazımdır. Sadece maddi yardımda bulunup onları eğitmeyenler bu kimsesizlerin kötü niyetli insanların eline düşmesini engellemezler.
5. İnsanlara güzel söz söyleyeceksiniz. En fazla muhtaç olduğumuz alanlardan biridir. İnsanlara güzel söz söylemiyoruz. Kırıcıyız. Bir esnafa gittiğimizde güzel konuşuyorsa pahalı da satsa ona gidiyoruz. Demek ki güzel söz söyleyenler yok denecek kadar azdırlar. Güzel söz parayla değildir. Bedavadır.
Allaha emanet olun.