Bu halkın geçmişine, ecdadının inanç ve geleneğine karşı çıkacak, alaya alacaksın…
Halkın kutsal değerlerine, örtüsüne ve yaşam tarzına saldıracaksın…
Batının inkâr, içki, çıplaklık ve yaşam tarzını taklit edeceksin. İslam dışı her türlü melaneti “özgürlük ve çağdaşlık” yalanlarıyla bu halka dayatacaksın…
Toplumların temeli olan aile kurumuna ve kadın için bir zırh ve himaye olan nikâh akdine karşı çıkacak; her türlü cinsel sapıklığı ve hiçbir hayvanın yapmadığı erkeğin erkekle ibneliğini özgürlük diye savunacaksın…
Barış, Özgürlük ve Demokrasi mevzilerinde gizlenip her tarafa ateş edeceksin; senin gibi düşünmeyen, sana teslim olmayanlara hayat hakkı tanımayacaksın, kendinden başka hiçbir oluşuma müsaade etmeyeceksin; yalan ve iftiralarla karalamayı acımazsız bir silah gibi kullanacaksın…
Makam ve iktidar uğruna, halkına karşı emperyalist dediğin ABD, İngiliz, Almanya, Fransa, İsrail ve Rusya ile işbirliği yapacaksın…
Ve yaptığın bütün bu melanetlere karşı çıkanı da “hain, işbirlikçi…” diye suçlayacak ve saldıracaksın.
Siz kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz? Siz ancak kendinizi ve sizin gibi olanları kandırabilirsiniz, ancak bunu anlayamayacak kadar derin bir gaflet içindesiniz…
Ve 1920’lerde Türkiye’de oynanan aynı oyun bugün Kürdistan’da sahnelenmek isteniyor…
Şeyh Said gibi birçok Âlim ve kanaat önderlerini “bölücü ve İngiliz işbirlikçisi” iftiralarıyla karalayıp idam edenlerin, aslında kendilerinin İngiliz işbirlikçisi olduğu bugün açıkça anlaşılmıştır.
Bu gün için birileri gaflet uykusunda olabilir. Hakkın ve halkın sevdalıları kendilerini ifade etmekten mahrum ve aciz olabilirler. Emperyalistlerin sunduğu güç ve imkânlarla servet ve makamlara sahip olanlar, kara propagandalarla halkı yanıltabilir ve yerli düşünceyi mahkûm edebilirler. ABD, AB, İsrail ve Rusya kara propagandalarla, düşünce merkezleri ve laboratuvarlarında oluşturdukları algı operasyonlarıyla, sahip oldukları medya gücüyle, işgalci askeri güçleri ve size verdikleri silahlarla bu konuda sizi destekleyebilirler...
Ama zaman iyi bir müfessirdir ve gerçeklerin üzerindeki perdeyi er geç kaldıracaktır. Gelecek, kimin hain ve işbirlikçi, kimin haklı ve halkçı olduğunu tüm gerçekliğiyle ortaya çıkaracaktır. İşte o zaman, bu halkı kandıranlar ve batının kokuşmuş yaşam tarzına kurban etmeye çalışanlar, tüm halkın lanetiyle anılacaklardır…
Dilerim bu fazla sürmez. Çünkü her geçen zaman mağduriyetlere, halkın kan ve gözyaşlarının akmasına yol açmaktadır.
Heye bı be bahare
Alem bıve şiyare
Zanıbe ki doste ki neyare…
Ey mazlumé bındest…