İslam düşmanları yüzyıllardır ümmeti İslam’dan uzaklaştırmak için çeşitli proje, plan ve desiselerini uyguladılar ve uygulamaya devam ediyorlar. Bunların en önemli adımı olan ifsad ve yozlaştırma çalışmaları ile İslam toplumu ve nesillerimizi kişiliksizleştirerek İslam’dan uzaklaştırdılar.
Bunda öyle başarılı oldular ki; daha önce silah ve işgal yoluyla yaptırmak istedikleri dayatmalarını kültür emperyalizmi ile bir bir gerçekleştirdiler.
Demokrasi yalanı ile bunu “kutsal” ve insanlık için olmazsa olmaz, vazgeçilmez bir düzen olarak gösterdiler ve bununla ümmeti İslami hükümlerden uzaklaştırdılar. Yılbaşı, moda vb. oyunlarla bizleri iyice İslam’dan uzaklaştırıp kişiliksizleştirerek, kendi inanç ve medeniyetimize ait olmayan ve yasaklanan sözde kutlama ve çirkefliklere müptela yaptılar.
Bugün Müslümanlar olarak o kadar çok sorunla karşı karşıyayız ki; hangisini sayacağımızı bilemiyoruz. Buna rağmen hiçbir sorunumuz yokmuş gibi eğlence kültürü esiri olanları anlamak mümkün değildir. Yılbaşı vb. haram olan çirkefliklere Müslüman olmayan kişi, kurum, partiler ve devletlerin saplanmasına bir anlam verebiliriz de; Müslümanım diyen insanların bu haram ve çirkefe bulanmasına, yetmezmiş gibi birde marifetmiş gibi propagandasını yapmasını anlamamız ve kabullenmemiz mümkün değildir.
İnsan kendisine ait olmayan bir çirkefe, hele hele içki, zina vb. her türlü ahlaksızlığı, Rabbinin emrini çiğneyerek nasıl katılabilir? Bu tamamen emperyalizmin projeleri sonucu İslam toplumlarının kişiliksizleştirilmesi ve aşağılık kompleksinin yansımasıdır.
Sen bir Müslüman olarak neden Hıristiyanlara pagan kültürünün sızması sonucu üretilen kırmızı elbise giymiş maymunu kutsayacak şekilde güzellemeler yaparsın.
Bu kişiliksizleştirme ve aşağılık kompleksine yenilmiş bazı tiplerde aptalca bir yaklaşım içine girerek, “Efendim biz o günü eğleniyoruz ki, bütün yılımız böyle geçsin” diyorlar.
Bre gafiller! Bir şey istenirse ALLAH’tan istenir, yılbaşından istenmez. Hele hele çirkeflik ve haram bataklığından hiç istenmez. Yıllardır kutluyorsunuz da hanginizin bu sözde talebi kabul gördü. Peki, o halde eceliniz gelirse ne halt edeceksiniz hiç düşündünüz mü? O zaman Nar-ı cehennemde Malik’in kollarında yıl(an)başını kutlamayı ve ALLAH’a karşı gelmenin karşılığını görürsünüz.
Diyelim ki o geceyi hasbelkader hastalanarak hastanede geçiren bir kişi yıl boyu hep hasta mı olacak? Sizde hiç akıl yok mu? ALLAH yeryüzüne akıl ve iz’an gönderirken siz şemsiye açtınız da hepsi yere mi döküldü?
Birde ümmet coğrafyası ve ülkemiz her gün patlama ve katliamlara maruz kalırken, ekonomik krizler ve operasyonlarla mücadele ederken, bu israf ve çirkefliğin anlamı nedir? Neden Hükümet KHK kapsamında güvenlik ve 15 Temmuzdan bu yana yaşanan olayları, verilen şehidler ve ülkenin ekonomik durumunu gerekçe gösterip yılbaşı ve sözde kutlamalarını iptal etmedi.
Bu yetmezmiş gibi büyük illere meydanlar tahsis edildi ve binlerce polis görevlendirildi. Yazık günah değil mi bu halka? Asgari ücreti pek artırmayan hükümet, belediyeler, işverenler! Ekonomik durumu bahane ediyorsunuz da, yılbaşında neden bu aklınıza gelmiyor?
Birde yılbaşı kutlamalarına destek veren, sponsor olan (parti farkı gözetmeden) belediyeler utanmaz mı hiç? Halkın parasını nerelere harcadığınıza bir bakın belki biraz vicdanınız uyanır? Sakın bunun üstüne birkaç gün sonra çıkıpta; vatan, millet, şehid edebiyatı yapmayın.
Birde Kurban bayramında hayvansever ve sözde yeşil dostu şarlatanlardan neden ses çıkmıyor? Bunların konu İslam, kurban, cami yapımı olunca yeşil ve hayvanseverlik anca akıllarına gelir.
Şunu iyice belleyelim! Müslümanların Ramazan ve Kurban bayramı dışında bayramı yoktur. Ramazanda Müslüman, yılbaşında Hıristiyan, Newrozda Mecusi gibi olmaktan vazgeçin. Neyseniz o olun. Ya olduğunuz gibi görünün ya göründüğünüz gibi olun. Wesselam…