Değerli okuyucular!
Geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır’da Mitannia Regency Hotel’de 3500 STK’nın destek verdiği ve 600 delegenin katıldığı iki gün devam eden “KÜRT MESELESİNE İSLAMİ ÇÖZÜM ÇALIŞTAYI” yapıldı.
Panele bölgedeki cemaat ve STK’ların yanısıra Malatya’dan İstanbul’ kadar çok sayıda Cemaat, STK ve Platform başkan veya temsilcisi katıldı. İsmailağa Cemaatı’ndan Adıyaman Menzil cemaatına kadar geniş bir yelpaze çalıştayda yerini aldı ve destek verdi. İslami kesim dışında Yazar Orhan Miroğlu gibi liberal kişilerin dışında farklı görüşte olan STK temsilcileri de çalıştaya katıldı. Çalıştayın yapıldığı toplantı salonu beklenenin üzerinde ilgiden dolayı katılımcılara dar geldi. Verilen aralarda katılımcılar ikili görüşmelerle birbirlerini tanıma ve görüş alış-verişinde bulunma fırsatı buldular.
Basının da ilgisinin yoğun olduğu “KÜRT MESELESİNE İSLAMİ ÇÖZÜM ÇALIŞTAYI” Cumartesi günü saat:10.00’da Kur’an tilaveti ve açılış konuşmaları ile başladı. Çalıştayda toplam üç panel ve bir yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Her panelden önce farklı kesimlerden kanaat önderleri, alimler, akademisyenler ve yazarlar selamlama konuşması yaparak çalıştaya desteklerini açıkladılar.
Panellerde konuşmacılar Tertip komitesi tarafından belirlenen konu başlıkları doğrultusunda görüşlerini aktardılar. Gerçekten konuşmacılar ve katılımcılar açısından çok verimli bir çalıştay oldu. İlk kez bu şekilde çok farklı İslami STK ve cemaatlerin çözüm adına bir araya gelmeleri ve bölgenin sorunlarına eğilmeleri çok önemli bir gelişmedir. Türkiye’de ilk olan bu çalıştayın Diyarbakır’da yapılmış olması da anlamlı ve çok önemlidir.
Çalıştayda konuşan panelistler önemli ve faydalı konulara temas ederek, sorunun ortaya çıkması ve çözüm önerileri konusunda önemli bilgiler verdiler. Özellikle Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Ahmet Ağırakça, Yazar Abdulkadir Turan, Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, Emekli Müftü ve Yazar Mehmet Göktaş, Siyer Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Emin Yıldırım, Sosyolog-Yazar Müfit Yüksel ve Yazar Emin Güneş konuya hakim olmaları ile gerçekten verimli ve faydalı bilgiler ve görüşler aktardılar. Diğer konuşmacılarda kendi alanlarında önemli konulara değindiler.
İlk günün sonunda çalıştaya katılan STK’ların kendi görüşlerini sunmaları ve tertip komitesine soru sormaları amacıyla yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Gece geç saatlere kadar devam eden toplantıda katılımcılara 3’er dakikalık konuşma hakkı verildi. Bende söz alarak, İttihad ve Terakki’den bu yana zulüm gördüğümüzü belirterek, “Müslüman olduğumuz için “Laiklik” balyozunu kafamıza yedik ve o adla zulüm gördük. Kürt olduğumuz için “Milliyetçilik” balyozunu kafamıza yedik ve bu adla zulüm gördük. Bu şekilde kafamıza iki balyoz yedik ve en çok zulmü Müslüman Kürtler olarak biz gördük. Bu anlamda en çok söyleyecek sözü olanlar bizleriz. Bu açıdan bu çalıştay ve bu birliktelik çok önemlidir. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bundan sonra bölge üzerinde menfi hesabı olanlar eskisi gibi rahat hareket edemeyecekler ve bu birlikteliği hesaba katmak zorunda kalacaklardır” dedim.
Çalıştayda selamlama konuşması yapanlardan Salih Akverdi, ilkokula gidene kadar Kürtçe konuştuğunu ve bir kelime Türkçe bilmediğini belirterek, bu yüzden sıkıntı çektiğini ancak gelinen noktada yapılan Kürtçe açılış konuşmasını anlamadığını ve garip bir duruma düştüğümüzü ifade etti.
Yuvarlak masa toplantısında söz alan Dicle Fırat Diyalog Grubu Başkanı Muhittin Batmanlı çalıştayın en ilginç konuşmasına imza attı. Mitinglerde veya cephedeki askerleri galeyana getirmek amacıyla yapılan şekilde ateşli bir konuşma yapan Batmanlı, Kürdistan kurulmadan Filistin ve Çeçenistan’ın özgürleşemeyeceğini belirterek, Abdullah Öcalan istemese de bağımsız Kürdistan’ın kurulacağını ve bunun İslam temelli olacağını söyledi.
Çalıştayda Kürtlerin ümmetin bir parçası olduğu ve sorunun Ümmetin sorunu olduğu belirtilerek; bu sorunun ümmet, kardeşlik ve adalet anlayışı ile çözülebileceği ifade edildi.
Çözüm sürecinde yapılan yanlışların, meydana gelen tıkanıklıkların nedenleri ve sürecin daha sağlıklı bir zemine oturmasının konuşulduğu çalıştayda, yanlışların düzeltilmesi, tıkanıklıkların giderilmesi için önerilerde bulunularak; adil bir çözüm ve kalıcı bir barışa ulaşmanın nasıl olabileceğini tartışıldı.
Çalıştayın sonunda 28 maddede özetlenen sonuç bildirgesi Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Açıklanan sonuç bildirgesinde Kürtçe’nin resmi dil olması, anadilde eğitimin hemen başlatılması, Kemalizm'in tasfiyesi, yeni bir anayasa, PKK ile Kürt meselesinin ayrı ayrı ele alınmasını, Kürt halkını, aşiretleri, hatta aileleri birbirinden ayıran yapay sınırların sembolik hale getirilmesi gibi manifesto niteliğinde taleplerde bulunuldu.
28 madde incelendiğinde önemli konulara temas edildiği ve sadece sorunun dile getirilmediği, aynı zamanda insani ve İslami bakışla çözümlerin sıralandığı görülecektir.
Sonuç olarak! Bu çalıştay ve 3500 İslami cemaat, Platform ve STK’ların “Kürt Meselesine İslami Çözüm Çalıştayı”nda bir araya gelmeleri hem bölgemiz hem de ümmet adına umut vadeden bir gelişmedir. Budan sonra devlet aklı ve bölge üzerine hesabı olan güçler bu birlikteliği hesaba katmak ve ona göre adım atmak zorunda kalacaklardır. İslamın ve ümmetin asli unsurlarından olan Kürt halkını kimse İslam dışına çıkarmaya yeltenemeyecektir. Kimse de Müslüman Kürt halkını sahipsiz zannederek yanlış hesaplara girmesin. Bu birliktelik inşallah Ümmetin top yekün vahdetine yol açacak bir başlangıcın ilk adımı olacaktır.
Selam ve dua ile…