Bir devlet eğer kendi vatandaşlarını bir gelir kapısı olarak görürse yani geçimini vatandaşından alacağı vergilerle sağlarsa vatandaşı ile arasında sürekli sıkıntılar yaşar.
Birçok Avrupa ülkesinde ki vatandaşlar, devlete vergi vermeyi bir vazife ve hak olarak düşünür. Dolayısıyla vergi kaçırmadığı gibi kaçıranları devlete şikayet eder. Bu ülkelerin idarecileri halkının refah seviyesini yükseltmenin çarelerini ararlar. Dolayısıyla halkın üzerindeki vergi yükünü hafifletmenin çarelerini ararlar. Vatandaşlarının ev ve araba sahibi olması için gerekli kolaylıkları sağlarlar. Çok cüz’i oranlarla kredi vermektedirler. Ayrıca ev ve araba sahiplerinden çok az vergi alınmaktadır. Bizde alınan verginin onda birini almaktadırlar.
Türkiye de araba alan bir şahıs yaklaşık on yılda aldığı arabanın fiyatı kadar değişik vergiler ödemektedir. Borçla, sıkıntı ile ev alan vatandaş her sene emlak vergisi ödemektedir. Suyun parasını verdiği gibi kanalizasyon parası da vermektedir. Türkiye de 16 çeşit vergi bulunmaktadır. Bir vatandaşın kullandığı elektrik, telefon faturasının bir buçuk katı kadar vergi ödemektedir. Devlet birçok kurumu özelleştirirken vatandaşı yeni patronların insafına terk etmektedir. Yeni patronlar kimsesiz olan bu halktan nasıl faydalanacaklarının yollarını araştırmaktadırlar. Elektrik saatlerini okumak için tuttuğu işçilerin maaşlarının birkaç katını sayaç okuma bedeli adı altında vatandaştan tahsil etmektedir. Vatandaşı koruyan yetkililer ve kanunlar yoktur. Ama patronların hakkını koruyan yetkililer ve kanunlar var. Patronlardan birçok kişi veya belirledikleri şahıslar milletvekili olurken, vatandaşlardan milletvekili olan yok. Şimdiye kadar vatandaşın hakkını savunmak için teklifte bulunan milletvekili duydunuz mu?
Devlet bir sistem getirirken vatandaşa nasıl faydalı olur diye düşünmelidir. Ama görünen o ki vatandaştan nasıl para çıkarırım derdindedir. En basitinden ÖSYM: devlet yapacağı bütün sınavları ÖSYM üzerinden yapmaya başladı. ÖSYM bu konuda çok başarılı mıdır? Hayır. ÖSYM’nin yaptığı üniversite ve KPS sınavlarında işin başındakilerin ve soruları hazırlayanların elleriyle verilen kopyalar herkesin malumudur. Madem başarılı değildir niye bütün sınavlar ÖSYM’ye kaydırıldı. Sınavlara giren vatandaşlardan nasıl fazla para koparırız. Bütün hesap bunu üzerinedir. Devlet İSG denilen bir sınav çıkardı. Bu sınava Doktorlar, mühendisler ve teknik öğretmenler ile Fen-Edebiyat mezunu Biyolog, Kimyager ve Fizikçiler girebilir. Bir sınıfta 20 kişi sınava giriyor. 3 Aralık 2016 da şahıs başı 150 TL alındı. 20x150= 3000 TL. iki gözetmen 290 TL. Aradaki sorumluların, sınav sorularının hazırlanması, taşınması ve diğer bütün masrafların hepsi 400 TL olsun. 2600 tl kar. Türkiye çapında düşündüğümüzde on binlerce okul ve yüz binlerce sınıf. Temiz para. Gelelim üniversite sınavlarına giren parasız öğrenciler. YGS 60 TL. LYS beş oturum. Buralardan kazanılan paraların kime gittiği belli değil. Ya da biz bilmiyoruz.
Sonuç olarak devlet bir işi yaparken ben vatandaşıma nasıl daha fazla faydalı olurum hesabında olmalıdır. Ben onlardan nasıl kar ederim düşüncesinde olmamalıdır. Başka devletlerden kar elde etmenin yollarını aramalıdır.
Allah’u Teala bizim başımızdakileri bu düşünceye yöneltsin. Amin.