Halk, Devletin, müteahhitlerin ve vatandaşların yaptığı işleri denetlemelidir. Halk, denetleme işini düzgün yaparsa şu anda yanlış yapılan işlerin % 80 ni yapılmaz. Halk yapılan işleri nasıl denetleyecek?
Halkın, yapılan işlerin düzgün yapılıp yapılmadığı noktasında duyarlı olması gerekir. Halkta bu bilincin oluşması için halkın menfaatini isteyen çevrelerin "görevi ve amacı yapılan işleri denetleyen ve işlerin doğru yapılmasını sağlayan" dernek ve vakıflar kurmasıdır. Özellikle İslam’ı yapılar bu işi üstlenmelidir. Kim halkın faydasına iyi ve faydalı işler yaparsa halk onları sahiplenir. Bu dernekler belediyenin yaptığı işleri denetleyecekler. Yapılan yolları, kanalizasyonları, su şebekelerini, imar ruhsatlarını takip edecekler. Örneğin bir sokakta yol yapılıyor ama alt yapı yoktur. Demek ki, alt yapıyı yapmak için bir süre sonra bu yol yine bozulacaktır. O zaman halkın menfaati için çalışan dernekler, önce alt yapının yapılması için belediye, valilik ve basınla ilişkiye girecekler. Gerekirse basın açıklaması yapacaklar. Birçok şehre baktığımızda önce evler yapılmış sonra sokaklar yapılmıştır. Sokaklar dere yatağı misali kendine yol bulmuştur. Sokaklar labirent gibi kıvrımlıdır. Sokak düz çıkması gerekirken yolun ortasına ev yapılmıştır. Veya İmar müdürlüğü inşaata izin vermiş ama evler ve binalar iç içe yapılıyor. İki bina arasında beş metrelik bir mesafe vardır. Millet penceresini açamıyor, balkonunda oturamıyor. Hemen müdahale edilecek. Kamuoyu oluşturulacaktır. Yeni yapılan bazı semtlerden geçiyoruz. Binalar iç içedir. Yollar eğridir. Demek ki şehir planına göre gidilmemiştir. Bir şehrin en işlek caddesi düzenleniyordu. Oradan geçiyordum. Baktım bir işçinin elinde uzun bir tahta vardır. Onunla caddenin ve kaldırımın genişliğini ölçüyordu.
Kamu kurumları değer özelliklerini koruyabilmek için halkla ilişkilere önem vermek, halkla ilişkiler tekniklerinden, yöntemlerinden ve araçlarından daha çok yararlanarak sundukları hizmetleri, kabul edilebilir gerçeklerle halkın bilgisine sunmak zorundadır. Yönetimin varlık nedeni topluma hizmet etmektir. Her kamu kurumunun toplumsal bir ihtiyacı karşıladığı bir gerçektir. Yönetim halka hizmet için bir araçtır. Bu anlayış doğrultusunda kurumlar hizmetinde olduğu ve kendisine varlık kazandıran halka karşı duyarlı, sorumlu ve saygılı bir yönetim felsefesine sahip olmak zorundadır. Bu nedenle yönetimin kurum amaçlarını gerçekleştirebilmesi için hizmet götürdüğü ya da davranışlarını düzenlediği toplum kesimleri ile uyumlu ilişkiler kurması ve onların eğilimlerini, duygu ve düşüncelerini ortak amaçlar doğrultusunda değerlendirip dikkate alması gerekmektedir. Halkla ilişkiler; örgüt ve onun hedef kitlesi arasında karşılıklı anlayış, işbirliği ve güvenin sağlanması ve örgütsel amaçların başarılması için örgüt içindeki ve dışındaki tüm planlı iletişim çabalarını içermektedir. Kamu kurumunun, toplumun farklı amaç ve çıkarlara yönelik taleplerini karşılama temelindeki görüş birliğini sağlama ve eylemlerine haklılık kazandırma zorunluluğu halkla ilişkilere yönetimin her aşamasında önem verme gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; halkın seçtiği yöneticiler halka rağmen istediklerini yapamazlar. Halk onları denetlemelidir. Onlarda halkın onları denetlemesi için gerekli şeffaflığı göstermelidirler. Halk, yanlış yapılan işlerin önüne geçmelidir. 15 Temmuz darbesinde yanlışa engel olduğu gibi hareket etmelidir. Yöneticilerde Halkın sesine kulak vermelidir. Halkı güdülmesi gereken koyun olarak görmemelidirler. Halk duyarlı olsa sıkıntıların çoğu biter. Başına buyruk davranan yöneticiler sandığa gömülür. Dinimize ve halkımıza hizmet edenlere yönelmelidirler. ‘Bendendir’ anlayışından vazgeçmeliyiz. Halk denetleme görevini yaparsa sorunların % 70’i biter.
Allaha emanet olun...