2007 genel seçimlerinden önce çok sevdiğim rahmetli amcam yanıma geldi. Dedi ki, CHP ilçe başkanı bana encümenlik için birinci sırayı öneriyor. Ne yapayım? Diye sordu. Amca, eğer teklifi CHP değil de refah partisi hatta DYP bile getirseydi tamam derdim. Ama tarihi Müslüman halkın kanı ve gözyaşı ile dolu olan bir parti ile aynı safta görünmek bize yakışmaz. Halkımızın çektiği zulümlere sırtımızı dönemeyiz. Camilerimizi ahır yapan, kadınları şapka giymediği için idam eden, dinimizin bütün değerlerini ayaklar altına alan bir parti ile beraber olamayız. Dedim. Dedi ki, seçilirsem istifa ederim. İhanet ve yarı yolda bırakmak bize yakışmaz dedim. O da aday olmaktan vazgeçti.
Evet yukarıda yazdığım bir hakikattir. Zalim ile aynı safta olmak olmaz. Peygamberimiz (SAV), sırf Yahudilerle aynı görünmemek için gömdüğü tırnaklarını savurmuştur. Dostlarınızı tanımak için düşmanlarınızın oklarının, kurşunlarının ve saldırılarının gittiği yere bakın. Mutlak surette orada size yakın olanlar veya dostlarınız vardır. Halkın faydası için iki taş üst üste bırakmamış ne kadar soyguncu, din ve halk düşmanı varsa yan yana gelmiş. Milletin genç kızlarını sanat adı altında zevkleri için kullanan sol kafalılar yan yana gelmiş ve HAYIR diyorlar. Niye hayır diye sorulunca da DİKTATORLUK gelecek diyorlar. Peki, sizin takip ettiğiniz, örnek aldığınız Stalin, Lenin, Mao ve diğer önderleriniz son asırların en büyük diktatörleri değil midirler? Sevdiğiniz liderleriniz en basit sebeplerden dolayı nice insanları öldürmediler mi? İnsanları suçsuz yere hapislerde, sürgünlerde çürütmediler mi? Şu anda bile methiye düzdüğünüz insanlar halka faydalı ne yapmışlar.
Ey sanat adı altında insanları sömürüp kasalarını dolduran zavallılar. Siz halkı bu kadar düşünüyorsanız o lüks yaşantınızdan ve villalarınızdan halkı da nasiplendiriniz. Sizin korkunuz halkın menfaati değil, sizin yaşantınızın ortaya dökülmesidir. Her gün bir genç kızı kirletip değiştiren siz zavallılar ne zamandan beri halkı düşünür oldunuz. Firavun da saltanatının elden gideceğini anladığı anda hemen zavallı halka dönerek “Firavun dedi ki: 'Bırakın beni, Musa'yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-yakarsın. Çünkü sizin dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum.' Mümin 26. ayet
Fir’avun’un uydurma dini sadece ona ve çevresinde olan yalaka takımına yarıyordu. Gariban halk sefalet içinde idi. Bir dansta veya şarkı da yüzbinler lira kazananların halkı düşünme dertleri yok. Onlar sadece sağmak için kullanırlar.
Hangisi halkın faydasına yarayacak bir köprü yapmış. Sizler, kendi adınıza duyduğunuz kaygıları “halkın zararına olur” kalkanı adına saklıyorsunuz. Sizin rüyalarınızı süsleyen ABD başkanlık sistemi ile yönetilmiyor mu? Başkanlık sistemi o kadar kötü ise, niye orada yaşamak için can atıyorsunuz. Bunlara nerede yaşamak istersiniz diye sorulsa hepsi bir ağızdan ABD diyecek. Yani başkanlık sisteminin olduğu yani diktatörlüğün olduğu ülke de yaşamak isteyecekler. Başkanlık sistemi bu kadar kötü ise niye başkanlık sisteminin geçerli olduğu bir ülkede yaşamak istersiniz.
Şu iyi anlaşılıyor. Mesele başkanlık meselesi değildir. Onlar şunu çok iyi biliyorlar ki, artık iktidarın nimetlerini kendi keyiflerine göre kullanamayacaklar. Onların korkusu budur. Onların faydasına olsaydı, krallığı bile isterlerdi.
Şu anda iktidarın içine yerleşip halkın mallarını çalan nice insanlar vardır. Onlar daha önce de ANAVATAN’da, DYP ve CHP’de idiler. Nerede menfaat varsa tilki gibi oraya gidiyorlar. Peki, bu ortamın oluşmasında suçlu kimdir? Ben kendimi kötü ortamdan, sorumluluktan uzak tutmalıyım diyen dürüst ve samimi Müslümanlarındır. Eğer onlar öne atılsalardı, bu leş kargaları öne geçemezdi. Sanki Hz. Muhammed (sav)’in dönemidir veya İslam’ın hakim olduğu dönemdir diye düşünüyoruz. Tamam, o dönemlerde görev istenmezdi verilirdi. Her şeyleri ile halkın faydasını düşünen yöneticiler vardı. Şu anda ki ortam Hz. Yusuf’un yaşadığı dönem gibidir. Bir yerde halka faydalı olduğunu ve iyi yönetebileceğini, bu işe kabiliyetinin olduğunu düşünüyorsan SEN TALİP OL. O sorumluluk senin yükümlülüğündür.
Bunlardan daha iyisini görmediğim için EVET. Eğer HAYIR daha iyi bir düzen getirseydi hayır diyecektim. Veya üçüncü bir yol olsaydı ve bu yol HAYIR’cıların menfaatine olmayıp daha iyilerin kazanmasına yol açsaydı hayır diyecektim. Ama hayır demem kötülerin faydasına ve hakimiyetine yarayacağı için EVET diyorum. Hiçbir şahsı menfaatim yoktur.
Allah Müslümanlara ve insanlığa faydalı olanı nasip etsin. Amin.