Türkiye’de gündem 16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumu ve sonucuna kilitlendi.
Partiler genel olarak pozisyonların açıkladılar. “Bu kafayla nereye?” adlı yazımda: “15 Temmuz darbe girişiminde meydanda olan ve darbeye karşı direnen kitlelerin ve kesimlerin referandumda ‘Hayır’ deme lükslerinin olmadığı kanaatindeyim.” diye yazmıştım. Bu tablo (Saadet Partisi hariç) genelde korundu.
15 Temmuzda meydana ilk çıkanlardan olan HÜDA PAR’da özetle ve mealen, “Yetmez Ama Evet” şeklinde kararını açıkladı ve belli kesimlerin saldırılarına maruz kaldı.
15 Şubat’ta Ankara'da HÜDA PAR Genel Merkezinde Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu, yaptığı açıklamada, 16 Nisan'da halkoyuna sunulacak anayasa değişikliğine ilişkin, "eksik ve yetersiz" bulmakla birlikte tümüyle yeni, sivil bir anayasa için atılmış bir adım olmasını temenni ederek "evet" oyu kullanacaklarını ifade etti.
"Evet" diyenlerin de "hayır" diyenlerin de farklı gerekçelerinin olabileceğini bu yüzden herkesin halkın tercihlerine saygı duyması gerektiğini kaydetti.
Anayasal değişikliklerin hiçbir zaman yeterli olmadığını, halkın beklentisinin yeni bir anayasa olduğunu ve referandum sürecinde yeni bir toplumsal kamplaşma ve çatışmaya zemin hazırlayacak tarzdaki tutumların halkın menfaatine olmadığını belirterek sağduyu çağrısında bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz’da benzer açıklama yaparak, “Türkiye'deki bütün kesimlerin olduğu gibi biz de bu darbe anayasasından şikayetçiyiz. ‘Yetmez ama evet’ diyoruz. Bu mesele üzerinden bir çatışma zemininin oluşturulmasını hiçbir şekilde tasvip etmiyoruz. Bu konuda sorumluluk sahiplerini sorumlu davranmaya davet ediyoruz." dedi.
Şimdi HÜDA PAR’ın bu sağduyulu açıklamaları ortadayken kendi görüş ve planlarına uymadı diye HÜDA PAR’a saldıran sözde sosyalist ve kemalist şahıs ve kesimler ne yapmak amacındalar? Bunlar neden HÜDA PAR’a saldırıyor? HÜDA PAR; ilk gün kendi çıkar ve menfaatlerini değil, ülke, millet ve ümmetin fayda ve maslahatını baz alacaklarını açıkladı.
İttihad Terakki’nin halefleri olan bu beylerin, “Önce parti sonra vatan” felsefesi ile bu kararı anlamaya kalibreleri yetmez.
HÜDA PAR kendi kararını açıkladı ve kendi tabanına seslendi. Prof olmuş lakin adam olamamış bazı “siyaset maymunları”nın sözlü saldırılarına maruz kaldı. Bunlar niye bu kadar kudurdular? Her parti kendi kararını kendi verir. Size ne oluyor da böyle zıplıyorsunuz bre gafiller!
Bazı stratejistler açıklama ve yorumlarında “Evet” ve “Hayır” oylarının başa baş olduğunu ve sonucu “Kürt seçmen” ve “kararsızların” belirleyeceğini ifade ediyorlar. Tabi, hal böyle olunca hem Kürt seçmen üzerinde hem de kararsızlar üzerinde ciddi bir etkisi olan HÜDA PAR’ın açıklaması onların hesabını bozdu.
Neden HÜDA PAR’ın seçmen üzerinde itibarı var diyorum; Çünkü bölgemizde de, batıda da HÜDA PAR’a oy vermemiş seçmen; “şimdiye kadar HÜDA PAR ne söylediyse doğru çıktı” diye düşündüğünden sözüne itibar edilen bir siyasi harekettir. Bu yüzden bu beyler kuduruyorlar da ne yapacaklarını bilemiyorlar.
Sayın Yapıcıoğlu’nun referandum kararlarını Ankara’da Yasin Börü davasının beklenen karar duruşması gününde vermesi ile ne mesaj vermek istedi? Evet, zamanlama anlayan için gerçekten çok manidar.
Gerek bölge halkı ve gerek batıdaki kardeşlerimizin bunu doğru okuduklarından şüphem yoktur. Umarım AK Parti ve Hükümet yetkilileri bu mesajı iyi okurlar.
Selam ve dua ile…