İmtihan için gönderildiğimiz şu fani dünyada ölüm; hayatın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Ölümle bağlantılı şekilde cenaze ve taziyelerde hayatımızın ayrılmaz bir gerçeğidir.
Sosyal hayatımızın kısıtlandığı bir dönemde; özellikle herkesin kendi işi ile uğraştığı, herkesin kendi dünyasında yaşadığı günümüzde düğün, cenaze ve taziyeler olmazsa akraba ve dostlar birbirlerini uzun süre görüp sormayacaklar.
Toplumumuz cenaze ve taziyelerdeki yardımlaşma ve dayanışması dünyaya örnek olacak niteliktedir. Herkesin bir bağ vesilesiyle; bir dostu, arkadaşı, akrabası tanıyor diye taziye ve cenazeye katıldığına şahid oluyoruz. Taziye kültürü toplumuzda o kadar yaygın ki; etkin olan STK ve partilerde “taziye komisyonu” kurulur ve bunlar ayrım gözetmeden imkanlar ölçüsünde taziyelere giderler.
Bu güzellik yanında birde cenazede bir şeyler yapma gayretimiz takdire şayan lakin, birde herkes her şeye karışmazsa da alim ve ehline bırakmayı öğrensek çok iyi olacak.
Taziyenin amacı merhumun aile ve akrabalarının acısını paylaşmak ve teselli vermektir.
Geçmişte nüfusun az olması ve o günkü şartlar nedeniyle taziyeler evlerde yapılırdı. Zamanla ihtiyaca binaen taziye çadırları, sonra da taziye evleri yapılmaya başlandı. Gerçekten taziye evlerinin yaygınlaşması; yeni camiler ve binalarda da taziye evlerinin yapılması güzel bir hizmettir.
Her mahallede yerel yönetimler ve mahallelinin elbirliğiyle taziye evleri yapılmalıdır. Bazı mahallelerde halen bu ihtiyaç had safhadadır.
Taziye evleri hem vefat edenin ailesine, hem de taziyeye gelenlere büyük rahatlık getiriyor. Taziye evlerinin bu olumlu hasletleri yanında bazı sıkıntıları da mevcuttur. Gözlemlerimiz ve aldığımız bilgiler ışığında sorun ve sıkıntılara değinelim:
Taziye evleri ile ilgili en önemli mesele; bunların statüsü ve nereye bağlı olduğu konusudur. Müftülüklere mi? Belediyeye mi? Derneklere mi? Yoksa muhtarlara mı?
Bu konuda bir karmaşa mevcuttur. Her mahallede ayrı bir kural ve yönetim var. Camilerde olan taziye evlerinde genellikle cami imamı veya onun himayesinde cami dernek başkanı sorumludur. Burada pek bir sorun yok. Yalnız halkın ve çok azda olsa belediyenin yaptırdıklarında karmaşa var. Geçmiş yönetimde taziye evlerinin yönetiminin “yandaş” kişilere verilerek istismar edildiği iddiaları vardı ve bu düzeltilmediği için halen devam eden yerler var. Birde bazı taziye evlerinde yine “yandaş” sözde bazı hocalar görevlendirilerek propagandaya zemin hazırlandığı geçmişte görüldü.
Mahallelinin yaptırdığı taziye evlerinde şayet yönetim iyi niyetli kişilerde ise bir sorun tabiî ki yoktur. Ancak bazı taziye evlerinde halkın bağışladığı ayni ve nakdi yardımdan tutunda, taziye sahiplerinden para hem de fazlaca alınması söz konusu olabiliyor.
Yetkililerin bir an önce taziye evlerine bir statü kazandırarak; müftülüklere bağlamaları veya müftülük himaye ve kontrolünde mahalleli ve cami derneklerine verilmesi yoluna gidilmelidir.
Önemli bir konuda Batman’da birçok taziye evinde isim ve tabela olmadığından halk, yaptıran kişinin veya geleneksel isim ve tariflerle taziye evini tanıyor. Bu bazen de karmaşaya sebep oluyor. Her taziye evine belediye veya müftülük isim vererek tabela asmalıdır.
Taziyelerimizde artık yeni uygulama ile yalnızca taziyeye girerken ve uğurlama sırasında musahafa (tokalaşma) yapılmaya başlandı. Çay ve yemek ikramının da bir an evvel kalkmasını temenni ediyoruz.
Selam ve dua ile…