Lütfen bekleyin..


Fatih Oruç

İslâm’da ve Demokraside Adalet-1

21 Mart 2017, 22:13 - Okunma: 3051

Önce İslâm’da adâlet nedir, ona bakalım.

Adâlet kelimesi, Arapça kökenli adl sözcüğünden dilimize geçmiş olup, bir şeyi yerli yerine koyma anlamına gelir.

İslâm’da, bütün toplumlarda ve zamanlarda geçerli ve değişmez bir tanımı vardır. Nasıl bir değer olduğu İlâhî bir tanımdır.

İslâm literatüründe adâlet, insanların birbirleriyle olan ilişkilerini, insanın eşyayla olan ilişkilerini, insanın devletle olan ilişkilerini, Allah’ın indirdiği hukuka/şeriata göre düzenlemeye denir.

 

Diğer bir tarifi de, Allah’ın emrini, emrettiği bir şekilde yerine getirmektir. Hakka göre hüküm vermektir. Allah’ın indirdikleriyle hükmetmektir. Hakikate teslim olmak, haklıya hakkını vermektir.

Davranış ve hükümde doğru olmaktır v.s. gibi zengin anlamları da var.

 

Allah’ın adâletinden ve Resûlünün hükmünden başka adâlet yoktur. İslâm, adâletin tam kendisidir. Adâletin farklı bir şekilde olması da mümkün değildir.

 

Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruluyor ki:

“Ey iman edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutun, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah, onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adâletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki), Allah yaptıklarınızdan

haberdardır.” (Nisâ, 4/135)

 

Dikkat edilirse, Rabbimiz, duygusal davranıp, kendi aleyhimize de olsa, en yakınlarımızın aleyhine de olsa, haktan ve adâletten ayrılmamamızı, hukuku korumada zengin fakir ayırımı yapmamamızı emrediyor. Allah’ın, onların iyiliğini hepimizden daha çok istediğini unutmayalım. İnsanlar, Allah’ın rızası için, Allah’ın yasalarına göre yaşarlarsa, adâletsizlik yapmamış olurlar ve birbirlerine karşıda kesinlikle zulmetmemiş olurlar. Eğer bu konularda gerçekleri gizler, nefsimize göre davranırsak, bunların hesabını Allah’ın huzurunda veririz. Allah (c.c.)her şeyi bilendir.

İşte İslâm’ın adâlet anlayışı bu.

 

İslâm’da hak ve hukuk, hiçbir sisteme, ekole ve kişiye fedâ edilemez ve gizlenemez. Birtakım kişileri korumak ve uygulamaları savunmak için İslâm’ın hak ve hukuk kavramını ve kurallarının çarpıtılması ve göz ardı edilmesi kesinlikle doğru değildir. Kısaca, hakta tarafgirlik yoktur.

 

Kur’ân-ı Kerîm, sözlerinde ve adâletinde tamlık ve mükemmellik bulunan bir kitap olduğunu da söylüyor.

 

“Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adâlet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, bilendir.” (En’âm, 6/115)

 

İnsanların, toplum içerisinde ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi hukuk ve adâlet ilkelerinin uygun düzenlenmesiyle mümkün olur. Bu da adâletle hükmetmek demektir. Hükmetme hakkı da, âlemlerin Rabbi Allah’a aittir. Adâletle hükmetmek ise, Kur’ân ve Sünnet’le hükmetmek demektir. Bu da, insan haklarının güvencede olması demektir.

 

Adâlet denildiği zaman, insanın aklına Kur’ân/şeriat gelmiyorsa, imanda birtakım tereddütler ve sıkıntılar var demektir.

 

 

En büyük adâletsizlik, adâleti, Kur’ân-ı Kerim’in dışında aramaktır. Tüm beşerî

sistemlerde/demokrasilerde olduğu gibi…

 

Bakalım, Kur’ân-ı Kerîm adâlet hakkında ne buyuruyor.

 

“Muhakkak ki Allah adâleti, iyiliği ve yakınlığı olana (özellikle akrabaya muhtaç oldukları şeyleri) vermeyi emreder, ahlâksızlığı/hayâsızlığı, fenâlığı, zulmü/azgınlığı yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size (böylece) öğüt verir.” (Nahl, 16/90)

 

“De ki: Rabbim bana adâleti ve itidali emretti.  (A’râf, 7/29)

 

“Andolsun ki Biz, Resûllerimizi, açık delillerle gönderdik ve insanların adâleti (vahye uygun olarak)

ayakta tutmaları için, onlarla beraber (hükümleri bildiren) Kitab’ı ve mîzânı (adâlet ve ölçüyü de) indirdik.” (Hadid, 57/25)

 

İslâm Dini’nin birinci hedefi, insanlar arasında tevhid inancını yerleştirmek, sonra da aralarındaki adâleti sağlamaktır. Adâlet anlayışı, İslâm siyasetinin temel kavramlarından biridir. İslâm Dini nasıl evrensel bir din ise, onun adâleti de ilâhîdir ve evrenseldir.

Haftaya demokraside adâletle devam etmek umuduyla.

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
148 gün önce
152 gün önce
598 gün önce
638 gün önce
764 gün önce
839 gün önce
1076 gün önce
1117 gün önce
1205 gün önce
1294 gün önce
1340 gün önce
1563 gün önce
1661 gün önce
2053 gün önce
2167 gün önce
2410 gün önce
2474 gün önce
2502 gün önce
2522 gün önce
2536 gün önce
2564 gün önce
2578 gün önce
2620 gün önce
2628 gün önce
2669 gün önce
2697 gün önce
2711 gün önce
2760 gün önce
3076 gün önce
3118 gün önce
3125 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=