Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Basına düşen son açıklamalara göre ABD başkanı Trump ilk yurt dışı gezisini Suudi Arabistan’a yapacak. Daha sonra sırasıyla İsrail ve Vatikan’ı ziyaret edecek. Ziyaret manidardır. İlk dış gezinin Suudi’ye yapılması ise tesadüf değildir. Aslında bu ziyaret programında şaşırtıcı olan hiçbir şey yok. Hatta beklenen en uygun ziyaret programıdır.
Zira şu an Suudi, İsrail’den daha fazla Amerikan çıkarlarına hizmet ediyor. ABD başta Yemen olmak üzere, neredeyse bütün İslam ülkelerine yönelik operasyonlarını Suudi üzerinden yürütüyor. ABD Yemen işgalini Suudi eliyle gerçekleştiriyor. Şu an Yemen’deki trajedi Suriye’den daha acıklıdır. Çocuklar açlıktan ölüyor ve bu durum Amerika’nın emriyle Suudiler gerçekleştiriyor.
ABD sürekli İsrail’e para aktarmak mecburiyetinde iken, buna karşılık sürekli Suudilerden para alıyor. Hatta denebilir ki, Suudilerden aldığı parayı İsrail’e aktarıyor. İsrail ABD için yük iken, Suudi ise ABD için para kaynağı durumundadır. Bunun için Suudi kısa ve orta vade de, İsrail’den daha kullanışlı ve elverişli bir kâhyadır. Ve Trump’ta ilk ziyaretini bu sadık kâhyalarını yerinde kontrol etmek için gerçekleştirecektir.
Suudi’deki ziyaretinde, bu ülkenin bugüne kadar ki sadıkane hizmetlerine devam etmesini isteyecektir. Şimdiye kadar harfiyen yerine getirmiş olduğu emirlerine bundan sonra da aynı sadakatle yerine getirmeye devam etmesini ve özellikle Yemen’deki işgal ve katliamlarını acımasızca sürdürmesi emrini verecektir. Açlıktan ölen Müslüman çocukların üzerine daha fazla bomba yağdırmasını, Yemen’in daha hızlı tahrip edilmesi için piyon kralın sırtını iyice sıvazlayacaktır. Bu arada Suudi’nin sevkiyatını yaptığı ucuz petrolün, bundan sonra da sevkiyatında bir aksaklığın olmamasını özellikle tembihleyecektir.
Trump, İsrail durağında ise, bugüne kadar İsrail’in yaptıklarının arkasında olduğunu, bundan böyle yapması gerekenleri tereddütsüz yapmasına devam etmesini isteyecektir. Bazen Abbas gibi piyonlara göz kırpsa da, bunun sadece ‘bir köz kırpma’ olduğunu ve dolayısıyla yanlış anlamamaları gerektiğini hatırlatacaktır. Bugüne kadar sağladıkları maddi desteğin artarak devam edeceğini, Gazze ablukası, yeni yerleşim yeri inşası, Filistinli Müslümanları öldürme ve Mescidi Aksa’ya yönelik saldırılarını sıkılaştırması karşılığında tüm desteğin karşılıksız sağlanacağını vaat edecektir.
Burada işini bitirdikten sonra Vatikan’da Papa’ya bağlılığını sunacaktır. ABD’nin bugüne kadar İslam dünyası ve diğer mazlum coğrafyalarda gerçekleştirdiği katliamlara ve talanlara daha acımasızca devam edeceğinin sözünü verecektir. Bu coğrafyaları daha fazla kan ve barut kokusuyla doldurması için yeni stratejiler geliştirme gayretinde olacağının teminatını verecektir. Papa’dan da yeni uygulayacağı politikalarla ilgili, kontrolündeki uluslararası medyayı harekete geçirmesini, işbirliğindeki taşeronlarını sahaya sürmesini, kendisini engelleyecek kişileri, politikaları ve ülkeleri hizaya getirmesi için algı operasyonlarına tam hız başlamasını rica edecektir.
Peki, bütün bunları nereden çıkarıyorum? Şimdiye kadar daha olumlu olacağı şeklinde hakkında iyi niyet beslenen ABD başkanlarının yaptıkları icraatlar ortadadır. Trump ise ilk günden yıkmak üzere geldiğini avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. Belki de yukarıda sıraladıklarımız, bundan sonra yapılacaklar karşısında çok ta masum kalacaktır. Muhtemelen Suriye ve Yemen’den başka İslam ülkeleri de işgal, katliam ve talan programına alınacaktır.
ABD ve Suudi ortaklığıyla katliam gerçekleştirilen Yemen’de, açlıktan bir deri, bir kemik kalmış çocukların görüntüleri insanları, özellikle Müslümanları harekete geçirmiyorsa, daha birçok İslam ülkesinin Yemen’e dönüştürülmesi ve Suriye gibi yıkıma tabi tutulması uzak bir ihtimal değildir. Esas itibariyle bu ziyaretin gerçek amacının, Suriye ve Yemen’deki yıkım ve katliamlarının tam olarak pekiştirilmesi ve olası yeni ülkelerin karıştırılması ve işgal edilmesi için kapı aralanmasıdır.
Amerika bugüne kadar hep bunu yapmıştır. Bundan sonra daha fazlasını yapmaya devam edecektir. Hala bunu anlamayan saf Müslümanlar varsa, bu işlenen cürümlere dolayısıyla da olsa ortaktır. Ama Kahhar olan Allah’a hesabını kesinlikle vereceklerdir.
