Siyasiler, partiler, örgütler kime bakarsan demokrasi istiyorlar. Barış istiyorlar, özgürlük istiyorlar, eşitlik istiyorlar, insandan ve insan haklarından yana olduklarını söylüyorlar. Farklılıklara saygı ve birlikte yaşamaktan söz ediyorlar…
Peki bu kavga, bu kan, bu gözyaşları neden? Herkesin barış ve demokrasi istediği bir yerde bu kavga ve cinayetler neden oluyor?
Demek ki bir yerde yalan veya yanlışlıklar var. Çünkü dürüstlük ve iyi niyet olunca bütün sorunlar çözülür. Eğer sorunlar çözülemiyorsa, sorunu muhataplarda aramak gerekir.
Sorunların çözümü, barış ve demokrasi isteniyorsa öncelikle herkesin dürüst ve iyi niyetli olması şarttır.
Hiç kimse dili, dini, düşüncesi ve siyasi görüşü için ötekileştirilmemeli ve dışlanmamalıdır. Herkes ne olduğunu ve ne istediğini açıkça beyan edebilmeli ve etmelidir. Yani insanlar münafıklığa – ikiyüzlülüğe teşvik edilmemeli ve hiç kimse de buna tenezzül etmemelidir.
Herkes ne olduğunu ve ne istediğini açıkça beyan etmelidir. Şahıs ve isimler üzerinden değil, ilkeler üzerinden hareket edilmelidir.
Şahıs ve isimler insana doğru bir istikamet belirlemez ve her zaman için yanılma, yanlış yapma riski çok fazladır. Şahıs ve isimler üzerinden değerlendirilme yapıldığı zaman, kendi yaptıklarınız ve başkalarının yaptığı aynı şeyi aynı şekilde değerlendirmezsiniz. Zaten problemlerin çoğunun sebebi de bu çarpık bakış açısıdır. Taassup, insanın vicdan ve gözünü kör eder. Tarafgirlik sizi kör ettiği zaman kendi yanlışlarınız görmez veya gizlenemeyen yanlışlarınıza şirin kılıflar ararken; karşıtlarınızın iyiliklerini de görmezden gelir ve o iyilikleri zorlamalarla kötüye yorumlamaya çalışırsınız.
Hiç kimseyi suçlamadan, herkesi kendiniz gibi akıllı ve hak sahibi kabul etmelisiniz. Hiç kimseye benzemek zorunda olmadığınız gibi, başkaları da size benzemek ve size uymak zorunda değillerdir. Hiç kimseyi size uymuyor, sizin istediğiniz gibi dostluk ve düşmanlık yapmıyor diye tekfir etmemeli, hain görmemelisiniz. Unutmayın, hiç kimse aklını bir başkasınınkiyle değiştirmeyi kabul etmez. Siz başkalarını kendinizden- doğrulardan uzak gördüğünüz kadar, onlarda en az o kadar sizi kendilerinden – doğrulardan uzak görmektedirler. Bu bilinçte olmalı ve size yapılmasını istemediğiniz hiçbir şeyi, siz başkalarına yapmamalısınız.
Kendi hatalarımızı görmez, sadece karşı tarafı suçlamayla bir yere varamayız. İyi olmayan yollarla iyi neticelere varılmaz. Diyalog, karşı tarafı anlamaya çalışma ve hakka teslimiyet çözüm ve barış kapılarını açar.
İlkeli ve verilen sözlerinin arkasında adam gibi durulmalıdır. Barış isteyenler, her türlü şiddete karşı mertçe ve açıkça durmalıdır. Ölümler arasında ayırım yapılmadan, cinayetlere karşı açıkça tavır alınmalıdır.
Türkiye’nin Suriye ve Irak’a dönüştürülmesi hiç kimseye yarar getirmeyecektir. Bu halkların birbirine düşman edilmesi ancak sömürgecilerin, İsrail’in ve onların işbirlikçilerinin isteyeceği bir şeydir. Emperyalistlerce sahnelenmek istenen bu oyuna hiç kimse alet olmamalı, herkes barış ve halkların kardeşliği için bu kirli çatışmalara karşı sesini yükseltmelidir.
İyi olan bir şey hepimiz için iyi, kötü olan her şey de herkes için kötüdür. İyi olan bir şeyi, sizin karşıtlarınız yaptı diye kötü olmaz. Sizin yapacağınız kötü bir şey de, siz yaptınız diye iyilik olmaz. Bu şuurla ortak insani değerlerde anlaşmalı ve sözleşmelidir.
Cinayet ve katliamlar arasında renk farklılığı ve partizanlık gözetilmemelidir. Bütün farklılıklara saygı gösterilmelidir. Hiçbir ayırım yapmadan bütün insanların canı, malı, dini, nesli, aklı, namusu, şerefi, düşüncesi… Aynı şekilde kutsal kabul edilmeli ve bu insani değerlere yapılacak bütün saldırlar taraf gözetilmeden lanetlenmelidir.
Bu kavgalardan rant sağlayanlar elbette vardır ki, bu savaş ve kavgalar devam etmekte ve yayılmak istenmektedir. Ancak bu kavgaların mağduru bölge halkı ve mazlum insanlardır. Tarafına bakmaksızın öldüren ve öldürülen, tutuklanan insanlara bakın! Hep fakir halkın çocukları olduklarını göreceksiniz. Ağlayan anneler, dul kalan gencecik kızlar, yetim kalan çocuklar, okulundan olan hayatının baharındaki gençler hep fakir halkın çocukları…
Bu kirli kavganın bedelini kan ve gözyaşlarıyla ödeyen halkım, gür bir sesle bu şiddet ve çatışmalara artık yeter demelidir. Bundan sonra hiçbir insanın canına kıyılmamalı, topraklarımıza Barış, Huzur ve Adalet gelmelidir. Bu da ancak taraf gözetilmeden bütün insanlara sahip çıkıp, şiddet ve kavgalara beraber karşı çıkmakla sağlanabilir.