Lütfen bekleyin..


Tülay Demircan Koyuncu

Bir avuç çekirdek...

28 Mayıs 2017, 00:11 - Okunma: 4013

Küçük elinin avucuna sıkıştırdığı çekirdeklerini tebessümle uzattı; "alır mısın?" Adı Cuma, 2. Sınıfa gidiyor. Babası yok. Yani yetim! Urfa’nın Siverek ilçesinin yoksul mahallelerinden birinde annesi ve babaannesiyle birlikte yaşıyorlar.

İnsan sağlığının kıymetini kaybedince daha iyi anlıyordu. Bende de öyle oldu. Küçük bir ameliyat zannı ile yattığım hastaneden ardı ardına üç ameliyat ile üç hafta kalarak eve çıkınca, bende anlamıştım. Ardından yine üç haftalık bir fizik tedavi süresini bitirdim. 3. Ameliyat masasında teslimiyetimi Allah’a verirken, önce tövbemi ettim. Hayatın bir göz kapamak kadar kısa olduğundan şüphem yoktu. Narkoz insanı uyutuyordu. Tüm acıları hissetmeden... Ardından belki o gözler bir daha açılmayabilirdi. Bu konuda, benim bir korkum ve hüznüm yoktu. İki koluma serum takılmıştı. Ve ben hayatımı gözümün önünden geçiriyordum. Üst üste üçüncü ameliyata girmenin sıkıntısı elbette vardı. Yıllardır yoksul ve yetimlere yardım için Elimden geleni ailem ile birlikte yapıyorduk.

Gözümün önüne Afrikalı yetimlerim geldi. Birden, bir sene önce gittiğim Urfa’nın Siverek ilçesinin köy okullarında tanıdığım yoksul öğrencilere aklım takıldı. "Allah’ım, eğer bu masadan sağlığıma kavuşup kalkabilir isem, ben o yetim ve yoksulların yanında olmak istiyorum. Rabbim bana o meleklere, Bayram sevinci yaşatmayı nasip eyle." diye dua ettim. Ve kendime söz verdim. Rabbim nasip etti ayağa kalktım. Mayıs ayının bir salı gününde hastaneden çıktım. Ve perşembe günü Allah’a ve kendime verdiğim sözü yerine getirmek için Urfa yoluna koyuldum. Bir şey anladım ki!! En kuvvetli ağrı kesici; "mutlulukmuş" onca ağrımın üstüne şifam oldu.

O miniklere sarılmaktı gerçek mutluluğum. Yetimlere bayramlık dağıtımı yanında, İhtiyaç sahibi ailelere de kumanya yardımı yapıyorduk. Güzel bir ekibim vardı. Yunus hocam (edebiyat öğretmeni) İsa hocam(kimya öğretmeni) Özkan hocam(bilgisayar öğretmeni) Ve bizimle sokak sokak evleri gösterip yardımcı olan henüz 20 yaşında kar yağız yakışıklı Çağlar evladım ile yardımları ulaştırıyorduk. Bu yardımlar için beni maddi olarak destekleyen dostlarımı asla unutmuyorum. Siverek’in yoksul bir mahallesine gitmiştik. Sokak kapısının önünde oturan iki tane oğlan çocuğunun yanına yaklaştım. Ellerinde çekirdek vardı. Bende onlar ile muhabbet olsun diye "Bana çekirdek yok mu? "dedim. Bir tanesi kıyıp avucundaki az kalmış çekirdekleri bana veremedi. Ama Cuma adındaki karaoğlan ile işte böyle tanıştık. Bu yaşta bu merhamet! Cuma’nın çekirdek paylaşımı benimle kalmamıştı. Avucundaki az kalmış çekirdekleri yanımdakilere de vermek istedi. Bu hareketi bizi çok mutlu etmişti.

Yunus hoca ve ben arkadaşlarına da çikolata alsın diye avucuna para koyduk. Sonra kumanya yardımını yapmak için apartmana girdik. Dualarını alıp tam apartman kapısından çıkarken, Cuma elinde kalan para üstünü uzattı. "teyze buyur "dedi. Yoksul ve yetim bir çocuk olmasına rağmen para üstünü cebine koymamıştı. Bir kere daha yüreğimize girmişti. Tevafuk ki, yardım yaptığımız ailenin oğluymuş. Cuma küçücük yüreği ile o kadar büyük bir ders vermişti ki. Hiç tanımadığı yabancı bir teyzesine sevgi ve merhamet nasıl olur göstermişti. Cuma Kürttü, ben ise Türk. Ama bunun önemli olmadığını ve bizim tek nefes olduğumuzu kanıtlıyordu.

Bir gün sonra Cuma’yı bu merhametinden dolayı mükâfatlandırmak için, ellerimizde poşetler ile evlerine gittik. Cuma sokakta oynuyordu. Annesi seslendi; "Cuma senin teyzen gelmiştir" Cuma öyle bir koşup bana sarıldı ki!! Elimde ne var diye asla bakmadan. Beni öptü. Sonra ben ona aldıklarımı gösterdim. Ama Cuma bir kez daha nice cebi dolu insanlardan daha büyük bir zenginliğe sahip olduğunu sergilemişti. İnsanlık dersini Cuma vermişti. Cuma bana söz verdi. Okuyacaktı. Beni çok etkileyen ve kardeşlik bağının yürek ile olduğunu o küçücük yaşı ile bize yaşatan bu güzel anımı sizler ile paylaşmak istedim. İnsan ayrımı yapmanın ne kadar büyük adaletsizliktir.! Eğer ben ve bana maddi destek veren dostlarım Kürt- Türk ayrımı diye saçma bir kelimeye takılmış olsa idik. Cuma’yı tanımayacaktım. Ve ben her yardım getirdiğimiz evden ısrar ile "çayımızı için" diye evlerine buyur etmelerindeki sıcaklığı yaşayamayacaktım. Sevgi ve merhamet yürekledir. Yüreğiniz yok ise İnsanlığınız kağıt üstündedir. Sevgilerimle…

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1888 gün önce
2456 gün önce
2486 gün önce
2505 gün önce
2512 gün önce
2557 gün önce
2609 gün önce
2642 gün önce
2708 gün önce
2855 gün önce
2860 gün önce
2984 gün önce
3042 gün önce
3050 gün önce
3195 gün önce
3326 gün önce
3336 gün önce
3351 gün önce
3513 gün önce

RSS
© 2024 - Batman Basın
bmV0aGFiZXJ5YXppbGltaS5jb20=