Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına girmenin mutluluğunu ve heyecanı ümmetçe yaşayalım inşallah diye herkes dua ederken, İslam düşmanları yine ümmete Ramazanı zehir etmek için içerde ve dışarda saldırıya geçtiler. Cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların bağlandığı bu ayda insi şeytanlar, her taraftan saldırıya geçerek, düşmanlıklarını bir kez daha gösterdiler.
Bu ayda Müminler olarak Ramazan ayının manevi atmosferinden faydalanmanın hesabını yaparken, İslam düşmanlığını kendine meslek edinmiş utanmaz arlanmaz güçler, özellikle Ramazan ayında bu İslam düşmanlıklarını artırıyorlar. Dikkat ederseniz Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez’i hedef tahtasına oturtan bu kesimler, diyanetin güzel projelerinin hayat bulmasından rahatsız oldular ve çocukların camiye gelmesi hakkında olmadık ifadeler kullandılar.
Ramazanın manevi atmosferini tahrip etme dışında içerde ve dışarda İslam düşmanları fiili saldırıya geçtiler. Bakıyorsunuz; aylardır hatta yıllardır ertelenen ve yapılıp yapılmayacağı belli olmayan sözde Rakka operasyonu aniden Ramazan ayına girdikten sonra 2 Haziran'ı 3 Haziran'a bağlayan gece başlatılıyor. Büyük şeytan ABD ve maşası konumunda olan PYD/YPG gibi örgütler danışıklı dövüş içinde oldukları IŞİD’e karşı sözde operasyon yapıyor. Biz bu filmleri çok gördük. Zaten Rusya bu oyunu deşifre ederek, YPG ve IŞİD’in anlaşma içinde olduklarını açıkladı.
Bu oyun yetmedi ABD başkanı Trump 21 Mayıs’ta Suudi’yi ziyaret etti ve kölesi devlet başkanlarının biat tazelemeleri sonrası; 5 Haziran’da Suudi’nin başı çektiği Mısır ve Ürdün’ünde dahil olduğu 7 Arap ve körfez ülkesi, ülke güvenliklerini gerekçe göstererek Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurdular.
Burada Katar’ın Hamas, İhvan-ı Müslimin başta olmak üzere İslami yapılara destek olması Türkiye ve İran ile iyi ilişkiler içinde olması hedef tahtasına oturmasına zemin hazırladı. Burada asıl amaç Türkiye ve İran’dır. Bu oyunu iyi okuyan Türkiye ve İran hemen harekete geçti ve Katar’ı destekleme kararı aldılar.
7 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çavuşoğlu ile görüşme yapmak üzere Ankara'ya gelen İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, bölgede endişe verici gelişmeler yaşandığını belirterek, Türkiye ile yakın görüş alışverişinde bulunma ihtiyacı duyduklarını kaydetti.
Ne hikmetse aynı günlerde İran’da Meclis binası ve İmam Humeyni türbesi saldırıya uğradı.
Türkiye jet hızıyla mecliste karara alarak, Katar’a asker gönderme ile ilgili daha önce yapılan anlaşmayı yürürlüğe koydu. Ve her fırsatta Katar’ı yalnız bırakmayacaklarını ve her türlü desteği vereceklerini dünyaya ilan etti.
Suudi ve yandaşı kukla devletler çetesi yaptıkları yetmezmiş gibi Hamas, İhvan-ı Müslimin ve en önemlisi de Katar’da mukim Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’yi “terörist” ilan ederek büyük bir ihanet ve skandala imza attılar.
Önce Yemen ardından Katar’a saldıran kukla Suudi ve müttefikleri inşallah kendi sonlarını hazırlıyorlardır. ABD ve israil’in projelerini yürüten Suudi yönetimi ve Sisi maşası ALLAH’ın hesabını unutuyorlar.
İslam coğrafyasında bu olaylar olurken, Ramazanı bizlere zehir etmeye kendini adamış büyük şeytan ABD ve kuklası devlet ve taşeron örgütler bölgemizde de boş durmuyor. Son günlerde silahlı, bombalı saldırılarına hız verdiler. En son Batman’ın Kozluk ilçesi ve Bekirhan beldesinde yapılan saldırılar bunların boş durmayacağını ve kendilerine biçilen rol gereği saldırılarına devam edeceklerini gösteriyor.
Bizlere düşen ümmete karşı savaş açan ABD, İsrail ve avanesi ile kukla ve maşalarına karşı yekvücut olarak ümmetin birliğini savunmaktır. Bizler İslam ve Müslüman düşmanı bu şeytani güçlere karşı birleşirsek onların gücü dağılıp gider. Unutmayalım ki, şeytanın gücü ve hilesi zayıftır.
“…Fakat şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va'd etmez. Doğrusu benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin (şeytanın) hiçbir hakimiyeti yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.” -İsra Suresi: 64-65-