CHP lideri, 15 Temmuz darbe girişimi için ‘Kontrollü Darbe’ deyip duruyor. Güya bu darbe ‘hükümet tarafından kontrollü bir şekilde yapıldı’ demeye çalışıyor. Fakat söylediği sözler, son zamanlarda yaptığı görüşmeler ve ‘FETÖ’nün 15 Haziran’da darbe olacak’ dediği günde yürüyüşe kalkışması, sanki ‘darbe teşebbüsü’ halen devam ediyor izlenimi ortaya çıkıyor.
İçteki ve dıştaki gelişme ve olaylar zincirine baktığımızda, biri diğerini tamamlayan yıkıcı ve yakıcı adımların ülkemiz aleyhine atıldığını görüyoruz. Dıştaki kahredici gelişmeleri takip edemiyoruz bile. Daha bir gelişmenin acı sonuçları bitmeden, daha vahşi bir saldırı dalgası hemen devreye konulmaktadır. Amerika’nın daha Suudi üzerinden gerçekleştirdiği yağmayı konuşmadan, Katar üzerinden gerçekleştirilen operasyonun dehşetiyle karşılaştık.
İşte Katar üzerinden hâlihazırda yürütülen operasyonun esas amacının Türkiye olduğu noktasında batılı analistler bile açıkça dile getirmeye başladı. ABD’nin Irak ve Suriye’de sivillere karşı kullandığı fosfor bombalarını ve bu bombalarla her gün öldürdüğü onlarca Müslüman’ın mazlumiyetini dahi konuşamıyoruz. Bu mazlumiyet bir tarafa, Rakka’yı PKK ile kurtarması için her türlü zemini hazır hale getirdi. Rakka bahanesiyle PYD’nin kuzey Suriye’de meşru hale getirilerek, Suriye sınırının onların kontrolüne verilmesi ve PYD’nin meşruiyetiyle, bölgede sopa olarak istediği gibi kullanmasını hedeflemektedir.
Bununla beraber ekonomik ablukanın bütün hızıyla devam ettiğini görmekteyiz. Ekonomik olarak sıkıntı yaşanması için her türlü kriz yöntemini devreye koydular. Almanların çıkardığı incirlik krizi ve ülkelerinde FETÖ ve PKK üyelerini açıkça kollayıp desteklemesi kontrollü saldırının sistematik bir şekilde devam ettiğini gösteriyor. ABD’nin FETÖ elebaşını vermemekte direnmesi ve 15 Temmuz darbe girişiminin (başarılmadığı için) darbe olarak kabul etmemesi, Türkiye’ye yönelik şer faaliyetlerinin tamamının (Katar ablukası, PYD’ye silah verip operasyona göndermesi vb.)orada organize ediliyor olması dışarıdaki entrikanın büyüklüğüne gözler önüne sermektedir.
Dışta daha sayabileceğimiz onlarca gelişme ve bu gelişmelere paralel gelişen/geliştirilen olaylar zinciri, masa başında uygulamaya konulmuş ülkemize yönelik saldırı konseptini ve ‘Kontrollü Darbe’ teşebbüsünün halen devam ettiğini düşünmekteyim. Komşularımız da bu acımasız ve insanlık dışı saldırlar peşi sıra gerçekleştirilirken, içte de ‘kontrollü’ adımlar şeklinde bazı gelişmeler yaşanmaktadır.
FETÖ ne zamandan beridir, ‘15 Haziran’da bir şeyler olacak’ şeklinde üyelerine moral, karşıtlarına tehdit ve umuma yönelik algı oluşturma propagandası yapmaktadır. Basına da yansıyan bu açıklamaları ne derece doğrudur, zaman gösterecektir. Ancak belirtilen gönde CHP liderinin yürüyüşe geçmesi ve ondan önce CHP’li bir milletvekilinin, Cumhurbaşkanının savaş suçları mahkemesinde yargılanacağına dair talihsiz beyanatları, bize göstermektedir ki, bunların kulaklarına birileri üfürmüş izlenimini vermektedir.
Ana muhalefet liderinin son zamanlarda yaptığı dikkat çekici görüşmeler, rutin bir görüşmeden ziyade bir hazırlığın başlangıcı olduğunu düşünüyorum. Ve yürüyüşe geçmekle de yeni bir gelişmenin de startını vermiş oldu. Fitilini ateşlediği bu yeni gelişmenin mesajı karşı tarafta pusuda bekleyenleri nasıl etkileyecek, onları oyuna dâhil edebilir mi? Bekleyip göreceğiz. Kaotik bir ortam için her türlü adımı atan ve provakatif bir dil kullanmaktan geri durmayan CHP liderine kim, neler söylenmiştir?
Ülke menfaatinin korunması, halkın birlik ve beraberliğinin sağlanması ve devam ettirilmesi noktasında ana muhalefet, hükümetten daha fazla sorumluluk sahibidir. Bu sorumluluğunu bu tür kritik zamanlarda layıkıyla yerine getirmesi gerekir ki, bir sonraki seçimde ülkeyi yönetmek için halktan gerekli onayı alabilsin. Sanki seçimle yönetime gelemeyeceğini gören bu parti, gayri meşru yollarla iktidar rüyasını kurmaktadır.
Bu rüya gerçekleşir mi? Sanmam. Çünkü 15 Temmuz’da darbecilerin hevesini kursaklarında bırakan imanlı halk ortaya çıktı, darbeyi tasarlayanları, darbeye teşebbüs edenlere ve darbeye destek verenlere gereken cevabı vererek, onları lanetledi. Eğer anlamışlarsa, yeni bir teşebbüste aynı lanetli akıbete uğrayacaklarını bilmeleri gerekir.
Ana muhalefet liderinin ısrarla kontrollü darbe demesi, acaba birileri onun kulağına, ‘bu işin kontrollü bir şekilde devam ettirildiğini mi’ söylemek istiyor?