Ey Kudüs! Ey nebilerin şehri, peygamberlerin kokusu. Yerin göklere en yakın avlusu...
Ey gözlerinde yaşlar akan izzetli mabet, sana kavuşacağımız günler yakındır elbet...
Ey iffet şehri, Resulün uğradığı bahçe. Yine hüzün var gözlerinde, kaldırımlar ıssız, çiçeklerin solgun, hüzün var bahçelerinde...
Ey Kudüs! Mübarek şehir, ey karalara bürünen İzzetli esir.
Sen bizimsin, bizim kalacaksın. Biz sileceğiz gözyaşlarını, durduracağız düşmanlarını. Çünkü, Selahaddinlerin varisleri biziz, biz kovacağız siyonist işgalcilerini...
....
Ey oğul, aslan parçam! Biz Müslümanlardaki bu gaflet nedir, nedendir bu suskunluğumuz diye sorma. Sen kendin kalk, silkelen ve biran önce büyü. Büyü ki, esareti fazla sürmesin kutsal şehrin…
Biliyorum daha 40 günlük bir bebeksin. Ama bu demek değildir ki sen küçüksün. Senin Ümmet için kalkman, büyümen ve hemen Kudüs’ü Fethetmen gerek. Ağlamanın vakti değil, cihat Vakti. Annenle vedalaş ve deki kutsal topraklarımız terörden temizlenmeyene kadar hiç birimiz huzur bulmayacaktır.
Ey oğul, Emir Hüseynim, bir tanecik yavrum! Bizim sessizliğimiz Mescidi Aksa'nın yıkılması demektir, bizim sessizliğimiz Kudüs'ün kaybedilmesi demektir. Biz zor sınavlar veriyoruz. Ama unutma ciğerparem; zor sınavlar, güçlü insanlar yetiştirir. Güçlü insanlar da güçlü kararlar neticesinde fethin müjdesini verir.
Ey komutan, komutanların Emiri! Bizim Yahudileri yok etme gibi bir düşüncemiz yok. Ancak Siyonizm’i, işgalini ve sonuçlarını ortadan kaldırıncaya dek mücadele etmek ile emrolunduğumuzu unutma.
Unutma bebeğim, İmam Hüseynim! Kudüs’ü; "Oğlum karışma başına bir iş gelir" diyen anaların değil "Canımız kanımız Aksa'ya feda olsun" diyen anaların feryatları Özgürleştirecek. Bilenlerden ol çünkü katiyen, doğru yol, yanlışa çıkmaz.
Aynı yaralarla dünyaya geldik yaşıtlarım ve abilerimle… hep Kudüs’ü esir, hep mahzun gördük. Senden sonraki nesil işgal edilmiş görmesin yiğidim! Ne kadar inkar eden varsa bağır, kulakları sağır edercesine, La İlahe İllallah de yaşıtlarınbirleşsin. Birleşip güç olun, iman sancağı altında, haykırın izzetlice, esir edilmiş Kudüs onurumuzdur. Yemin olsun ki onu özgürleştirmeyene kadar durmayacağız...
Minik bedeniyle koca yürekli Emir Hüseynim! Geçmişi asla değiştiremezsin ama gelecek için her zaman bir şeyler yapabilirsin. Sen Kudüs'ü, Kudüs bizi kurtaracak Komutan Hüseyin! İnşallah üzerimizdeki ölü toprağı Kudüs davası ve sevdası kaldıracak.
Sakın şüphe etme evlat! Senin kaldıramayacağın yükü, Allah sana yüklemez. Hayatta hiç bir şey beklerken olmaz. Harekette bereket vardır. O yüzden bekleme! Harekete geç. Endişelenme ve inanmaya devam et. Sabrına değecek günlere az kaldı. Bakış acısı ile yanan yaralar aynı, aynı yerlerden kanadı kalbimiz. Ama sen ey çocuk; izzet ve şerefle büyü. Kahret kahrolası Siyonistleri...
Ey yavrum, biricik Hüseyin! Zulüm diyarlarında, zulme başkaldıran aziz Şehidin de dediği gibi “Zulüm, kısmak istediği sesi nara yapar. Ve bazı ölüler, yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur" Belki sen bebeksin daha konuşamıyorsun. Ama senin bir tekbir getirişin, ümmete ilham olur.
Ey oğul! söylemlerime kulak ver, israil teröristtir. Kalırsa her daim terörist olarak kalacaktır. Teröristler laftan anlamaz. Sen bir Ömer ol, Selahaddin ol, Yahya Ayyaş ya da Bergusi ol. Korkut korkakları, kaçır uykularını...Siyoniste öyle bir tokat at ki, hayatı gözünün önünden Gazze şeridi gibi geçsin.
Küçük bedenine rağmen koca yürekli bebeğim! Sen daha yoktun, Suriye fitnesi Müslümanları ayrıştırdı. Kalk ve günahsız ellerini kaldır dua et. Ve de ki, bu ayrılık yeter, sen Müslümanları Kudüs'ün davasında ve sonrasında birleştir Allah’ım.
Kudüs’ü kısa zamanda azade bulmak duasıyla...