Bir ülkede insanlar haksızlıkların, hırsızlıkların, zulümlerin ve yanlışların olduğunu gördüğü halde “neme lazım.” “Başımı belaya koymayayım.” Beni ilgilendirmez.” diyorsa, o memlekette zulümler, haksızlıklar başını alıp gider. Hele şikayet edenler suçlu duruma düşerse, şikayet edilen daha güçlü olduğu için şikayet edeni ezerse, o zaman hiç kimse sesini çıkarmaz.
Kanuni Sultan Süleyman en güçlü olduğu dönemde acaba ileride Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı? diye derin derin düşünmeye başlar. Ve Alim olan süt kardeşi Yahya efendiye bunu bir mektupla sorar. Yahya Efendi cevabın da “Ne me lazım be Sultanım” diye yazar. Sultan bundan bir şey anlamaz ve tekrar Yahya efendiye Mektup Yazar. Ağabey ne olursun mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme. Sorumu ciddiye al. -Yahya Efendi Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz ettim. Sultan iyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece “Neme lazım be Sultanım” demiştiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi bir anlamı çıkarıyorum. Yahya Efendi: sultanım, bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde Neme Lazım deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryatları göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra da devletin hazinesi boşalır. Halkın İtimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider. Halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir.
Özellikle günümüzde şikayet edenler mağdur edilmektedir. Genelde halkın malına musallat olanlar, güçlü siyasi bağlantıları olan insanlardan oluşmaktadır. Bunların bütün kurumlarda güçlü bağlantıları ve dostları mevcuttur. Dolayısıyla halk bunları şikayet ettiği zaman hiç bir sonuç olmadığı gibi şikayet eden tehdit edilmekte ve mağdur edilmektedir. Kurumlarda çalışan dürüst memurlar ve yetkililer hırsızlıklara ve haksızlıklara göz yummadıkları için sürekli sıkıntı çekmektedirler. Kendilerine haksızlık yapılmakta ve bulundukları yerlerden uzaklaştırılmaktadırlar. Hırsız olanların ise güçlü bağlantıları oldukları için yedikleri kadar yerler ama kimse bunlara ilişmez.
Bu durumların en büyük sebebi de kanaatimce şudur. Yetkili olanlar kendileri gibi Hırsız içkici, vurguncu insanları kendilerine yardımcı seçerler ve bu yardımcılar ile beraber vurgunlar vururlar. Bir bakan kendine hırsız, içkici birini yardımcı seçiyorsa, bir başkan meclis üyelerinin çoğunu içkicilerden seçiyorsa, burada bir düzelme olması zordur. Bu konuyla ile ilgili aşağıdaki hadis her şeyi açıklamaktadır. Dolayısıyla amir olanlar yardımcılarını dürüst insanlardan seçmelidirler.
“Cenab-ı Hak, bir devlet başkanı hakkında hayır dilerse onun yanına özü ve sözü doğru bir vezir verir. Bu vezir, başkanın unuttukları hususları hatırlatır, hatırladıkları hususlarda da kendisine yardımcı olur. Şayet Hz. Allah devlet başkanına faydalı olmasını dilemediği zaman yanına kötü bir adamı vezir (Bakan) yapar. Başkan bir hususu unutursa ona hatırlatmada bulunmaz, hatırlarsa yardımcı olup doğrusunu yapması için gayret göstermez.” -Camiussağir 1.cilt 428.s-
Allah liderlerimize iyi yardımcılar nasip etsin. Amin.