Biliyorum sesimizi duyan yok. Duymayacaklarda. Ama yine de söyleyelim. Belki Hz. İbrahim'in, Kabe’deki seslenişini bütün aleme duyuran Allah bizim de sesimizi duyurur. Şu son dönemde altı yaş olanlar başkalarını FETÖ'cü olmakla suçlayarak kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlar.
Hiç alakası olmayan yüzlerce insan FETÖ'cü olmakla suçlanarak görevlerinden atıldılar. Bunlardan bazılarını yakından tanıdığım insanlardır. Bunlardan bir kısmı Batman Üniversitesi'nden atıldılar. Daha önceki rektör ve onun yardımcısı olan şu andaki rektör beraber çalışıyorlardı. Eski rektör FETÖ’cü olmaktan tutuklandı. Yeni rektör onun döneminde yardımcı iken kendini temize çıkarmak için belki de onun da teşviği ile Amerika'ya gezmeye giden öğretim görevlilerinden bazıları istemedikleri halde o gün ki yönetimin zorlamaları ile Pensilvanya'daki şahsi toplu olarak ziyarete gitmek ile suçlandılar ve onları ihraç ettiler. Bunlardan yakından tanıdığım Doç.Dr. Bilal Şeker hiç alakası yok yokken FETÖ’cü olmakla suçlanıp görevden atıldı. Doçentliğe kadar yükselmiş olan bu şahsı basit bir gerekçe ile atmak doğru mudur?
Daha önceden çoğu yetkililer, bakanlar, milletvekilleri FETÖ’nün lideri ile görüşmek için, fotoğraf çektirmek için can atarlardı. Hiç alakası olmayan, hatta yaşantıları ile onlardan nefret eden kimi iş adamları bile FETÖ’nün projelerine yüz milyarlarca yardım ederlerdi. Türkçe Olimpiyatlarının sponsorluğunu yapan büyük şirketler ve onların patronları hiçbir şekilde FETÖ’yü sevmeyen insanlardandı. Ama o günkü şartlarda bütün ihaleler bunların yetkilerinde idi. Adamlar ihaleleri kazandıkları halde ihaleleri onaylanmıyordu. Bu yüzden bunlara yardım ediyorlardı. Acaba Türkçe Olimpiyatlarında sponsor olan ünlü iş adamları sorgulandı mı? Hayır. Çünkü güçleri var ve her yerde bağlantıları var. Diğer taraftan bunların mecburi olarak FETÖ’ya yanaştıklarını düşünen ağabeyleri var. Peki, Konya’nın bir ilçesinde 2 yıllık üniversiteyi kazanan bir genç doğudaki şehirden gidiyor bakıyor ki burada sadece ve sadece kalabileceği yer FETÖ’ya bağlı yurt. Bu genç ya okulu terk edecek veya da onları sevmediği halde onların yurdunda kalacak. Peki, bu genç FETÖ’cü diye bir zamanlar FETÖ’nün yurdunda kalmış diye işten atılırsa doğru mudur veya çocuklarını başka bir dershane bulunmadığı için onların dershanesine gönderen insanlar FETÖ’cü olarak suçlanır işten atılırlarsa veya o çocukları orada okudukları için veya onların okulunda kaldığından dolayı işten atılırsa hak mıdır? Benim tanıdığım bir sürü insan var veya duyduğumuz nice insanlar var. Kendileri bu yapıyı sevmedikleri halde başka bir imkan olmadığından dolayı çocuklarını onların okullarına, yurtlarına veya dershanelerine göndermek zorunda kaldılar. Halbuki devlet, bu gençlere iyi okullar, yurtlar ve dershaneler açsaydı, bu gençler FETÖ’nün mekanlarına gitmezlerdi.
Geçenlerde bir avukat dostuma uğradım. Dedi ki şu anda adliyeden geliyorum ve daha önceden Hizbullah cemaatinden beş yıl ceza almış olan bir vatandaş FETÖ’cü olmakla suçlandı ve tutuklandı. Gerekçe telefonunda “bylock” bulunmuş. 2000 yılında FETÖ’yü polis, savcı ve hakimlerin ortaklaşa kumpasları sonucunda ceza yemiş bir vatandaştır.
Çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak için bu yapının kurmuş olduğu kurumlara gidip gelen, çocuklarını buralara yerleştiren ailelerin suçları %10 olsa, onları buraya mahkum edenlerin suçları %90’dır. Bu millet bilmeden bunlara yanaştı. Kimisi benim çocuğum iş sahibi olur, Kimisi de onların Dershanesi, Yurdu İslami noktada çocuklara iyi ahlak veriyor. Çocukların bozulmasına engel oluyor düşüncesiyle çocuklarını gönderdiler. Bunlar FETÖ'nün asıl niyetini görünce, ondan uzaklaştılar. Ama bunları teşvik eden yöneticiler, milletvekilleri yerlerinde kaldılar. Gariban vatandaş ceza yedi. İşten atıldı. Ama milletvekili ben bilmiyordum deyip işin içinden çıktı. Bu insanlar da bilmiyordu. Bunları da bir seferliğine mahsus görmezden gelin.
İçyüzleri ortaya çıktıktan sonra, onlarla ilişkilerini kesen vatandaşları bilmiyorlardı düşüncesi altında görerek af edin. Ama ne olursa olsun onlarla bağlarını koparmayanları ne yapıyorsanız siz bilirsiniz. Yetkililerin teşviği ile Zaman Gazetesi'ne abone olanları değil o yetkilileri cezalandırın. Müfettiş Öğretmen evine gelir, hani Zaman gazetesini göremiyorum diye müdüre çıkışır. Müdür atılır, müfettiş yerinde kalır. Müdür personele sorar. Sen sohbetlere kiminle gittin. Yardımcınla. Yardımcı müdürüm hepimiz beraber gittik Bunun önüne geçmek gerekir. Kendini kurtarmak için başkasını suçlamak doğru değildir. Benim derdim kimseyi suçlamak değil suçsuz olanların kurtarılmasıdır.