Değerli Okurlar!
Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte milletvekili aday adayları da ortaya çıkmaya başladı. 7 Haziran’da aday olabilmek için kıyasıya bir adaylık yarışı başladı. Neredeyse aday adayı olmadık kimse kalmadı. Özellikle şu an iktidar partisine bir yöneliş var. Yerel iktidar partisinde de adaylık başvuruları 16 Şubat tarihinde başladı ve 2 Mart itibariyle sonlanacağı açıklandı.
Ülke gündeminde olduğu gibi herkesi şaşkına çeviren adaylık istifaları ve aday olmak için sıraya girenler nedense iktidar partisini tercih ediyor. Ülke genelinde çok fazla sayıda kamu görevlisi istifa ederken sadece 700 bürokratın AK Parti’den vekillik için sıra beklediği iddia edilmesi üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu istifa furyasına “Peki devleti kim yönetecek!” sözleriyle tepki göstermişti.
Batman’a dönersek; şu anda Ak Parti’den aday olmak için aday adaylığına yoğun bir başvuru ve istifa furyası var. Yeni adaylar ortaya çıktıkça halk olarak bizler de, “a bu da mı aday?” diyerek şaşkınlık yaşayan birçok kişiyle karşılaşıyoruz.
Tabi ki seçim ve demokrasi (meşruiyet) açısından meseleye yaklaştığımızda herkesin aday olma ve kendini ifade etme hakkı vardır. Ancak biz siyasete ve halka katkı sunmak isteyenler dışında başka amaçlar için ortaya çıkanlara sesleniyoruz.
Önceki yazımda seçim konusuna şu şekilde değinmiştim: “Yakında seçim sath-ı mahalline gireceğiz. Ortaya çıkan aday adaylarının yaptıklarına ve harcamalarına şaşıyorum doğrusu. Hangisi parti tabanının sesine kulak veriyor ki. Geçmişte ön seçim veya teamül yoklaması yapıyoruz diyen partilerin bu sonuçları çöpe atarak lider veya bağlı oldukları güçlerin listelerinin kabul edildiğini hepimiz biliyoruz…” Aynı görüşümü tekrar ediyorum. Şu an en çok rağbet gören gerek iktidar partisi olsun gerek yerel iktidar olsun, bütün partilerin adayları gücü elinde tutan kesimlerce zaten önceden belirlenmiş. Kimse kimseyi kandırmasın. Sadece ortada bir “Demokrasi tiyatrosu” oynanıyor. Bu arada aday adayları sayesinde birçok partinin kasası da doluyor tabi. Kârlı çıkan bu partiler, reklamcılar ve gazete sahipleri oluyor.
Bir de aday adayları yüzünden yerel gazetelere bakamaz olduk. Her gün farklı aday adayları yerel gazetelerde boy gösteriyor ve projelerini anlatıyorlar. Benim anlamadığım: “Eğer toplumda bir tabanınız varsa ve halka hizmet etmişseniz ve önemli proje sahipleri iseniz neden iktidar partilerine yöneliyorsunuz? Kendinize, hizmetlerinize ve projelerinize çok güveniyorsanız neden bağımsız aday olmuyorsunuz?” diye sormak istiyorum.
Tabi hepimizin bildiği gibi birçok aday adayı da farklı hesaplarla aday oluyorlar. Yoksa çoğu da listeye giremeyeceklerini adları gibi biliyorlar. Peki, o zaman bu yarış neden? Ak Parti’den adaylık için başvurularda artış olmasının bir nedeni HDP’nin barajı aşamayacak ihtimali ile Ak Parti’nin 4 vekil çıkarmasına güvenilmesidir. Burada HÜDA PAR, Saadet Partisi ve bağımsız adaylıkları hesaba katmıyorlar tabi.
Listeye giremeyeceğini bildiği halde başvuranlar açısından meseleye baktığımızda, aday adayı olmak istemelerinin farklı sebepleri olduğunu görüyoruz:
1-Adaylığı “etiket” olarak kullanıp ikbalde faydalanma düşüncesi. Bu adaylık ile siyasette yatırım yaparak ilerde bunu avantaja çevirme gayesi…
2-Adaylık sayesinde iktidar partisine şirin görünerek; bürokraside, siyasette veya farklı alanda sahip olduğu konumunu güçlendirmek. (Müdürse başmüdür, bölge veya genel müdür olmak gibi.)
3-Adaylığı kullanarak daha yüksek ve nüfuz sahibi olabilmek…
Bir de her seçimde istifa ederek aday adayı olanlar var. Bunların her seçimde ortaya çıkmasını anlamak mümkün değil. Her seçimde adaylığa oynayıp sonra makamlarına geri dönüyorlar. Siyaseti çok seviyorsanız ve kendinize güveniyorsanız bürokrasiyi bırakıp kökten siyasete girin.
Son olarak boşu boşuna aday adayı olup parti kasalarını dolduran şahısların bunu yapacaklarına, bu parayı halkın faydasına olacak şekilde değerlendirmelerinin daha verimli olacağını düşünüyorum…
Selam ve dua ile…