Gerçekten devrim yakındır. Devrimin çabuk gelmesi için kepenkler kapatılmalı, yol kesilip arabalar yakılmalı, insanlar kaçırılmalıdır. Dükkanlar yakılıp yağmalanmalıdır. Halkın küçük çocukları dağa götürülmelidir. İnsanlar fakir olmalıdır. Sosyalizmde insanlar fakirleştikçe devrimci ruhları artar. İnsanları devrimci yapmak için onları aç bırakmak lazım.
Sosyalist liderlerin hayatlarını incelerseniz halkı aç bırakmak için ellerinden gelen çabayı harcadıklarını göreceksiniz. Halk açlıktan hareket edemez hale gelince kayıtsız şartsız komünistlerin ellerinde oyuncak olur.
Belki de sosyalizm bu yüzden insanın fıtratına aykırı olan devletçiliği ön plana almıştır. Her şeyi devletin malı olarak görmüştür. Çok eski kavimlere bakıldığında her şey kabile liderinindi. Hatta insanlar bile ona aitti. İnsan kendini yeterli gördüğünde kimseye bağlı kabul etmez. Dini yönden güçlü olan insan ne kadar zengin ve kuvvetli olsa da Allah'ın herkesten daha güçlü olduğunu bildiği için ona bağlılığı artar. Hz.Süleyman (AS), kendisine nimet verildikçe daha fazla Allah'a bağlanıyordu. Takvalı Müslüman zenginleştikçe daha fazla Allah'a ve Müslümanlara bağlanır.
Beşeri fikirlerde tam tersidir. Bir adam çok zengin olunca kendi hakimiyetini kurmak için çaba sarf eder. Kendi rakiplerini saf dışı bırakmaya çalışır. Bundan dolayı beşeri fikirlerde ikinci adamlar hep zayıf ve iradesiz şahıslardan seçilir. Kendisi nasıl başkasını saf dışı bırakmaya çalışmışsa, başkaları da onu saf dışı bırakmaya çalışırlar. Bu durumda kim güçlü yardımcı ister. İslam dininin tam hakim olmadığı yapılarda ve İslam dışı yapılarda sayısızca kaliteli ve yetenekli insanlar öldürülmüştür. “Devrim kendi çocuklarını yer” sözünün anlamı budur. PKK'nin içinde bir çok gözde adam basit bahanelerle öldürüldüler. İkinci adam tehlikedir.
Şimdi gelelim asıl konumuza, Devrimin ayak sesleri geliyor. Nereden bellidir derseniz, İşte deliller:
1. Kepenkler kapatılıyor. Bu devrimin gelmesi için en önemli virajdır. Fakir ve işsiz bir halk daima yönlendirilebilir. Halk borçlarını ödemeyecek duruma gelmelidir. Fakir halk sıkıntı durumunda memleketini terk edemez. Zengin adamın B planı hazırdır. Başka yerlerde aldığı evleri ve dükkanları vardır. Başı sıkıştı mı kaçar. Fakir kaçabilir mi?
2. Yol kesilmeli arabalar yakılmalıdır. Halk gıda ve meyveden uzak durmalıdır. Tok adam düşünebilir. Bunlara aç adam lazım. Oğlu ve kızı götürüldüğünde perişanlıktan peşlerinde gidemesin. Zengin adam oğlunu ve kızını kandilden para ile geri getirir. Fakir adam yol parası bulamaz. Tırlar ve kamyonlar yakılmalıdır. Bunlar Kürt halkına mal taşıyorlar. Kürt iş adamları bölgede baraj ve yol yapıyorlar. Arabalarını yakın. Ya da trilyonluk haraç versinler. Vermeyen iş adamı var mı? Ben vermiyorum diyen müteahhit ve iş adamı var mı?
3. Halkın arabalarını yakın. Sahi bu arabalar Kürtlerin değil mi? Kürtler ne yapsın arabayı. Onlar ayakla gitmelidir. Arabası olan Kürt tehlikelidir. Bölgeyi terk edebilir.
Belki bize basit gelebilir. Ama bunlar can, mal, namus, din ve yol emniyeti olmayan fakir bir Kürdistan istiyorlar. Fakir Kürt itaatkar Kürttür. Zenginlik iyi değildir.
Allaha emanet olun.