Kıymetli çocuklar! Hiçbir şekilde başkasının malına el atmayın. Bu mal ister küçük olsun ister büyük olsun aynıdır. İnsan kötü alışkanlıklara küçük şeylerle başlar. Küçük olan hırsızlıkları yaparsa zamanla büyük suçları işlemeye başlar. Bu yüzden hiçbir zaman küçük dahi olsa sizin olmayan şeylere el atmayın. Bir seferinde bir çocuk bana dedi ki; ben ve arkadaşlarım bir sokakta yürüyorduk. Bir bahçenin önünden geçtik. Benim arkadaşlarım bahçedeki meyveleri koparmaya başladılar. Ben koparmadım. Arkadaşlarım sende kopar deyince, ben dedim ki babama sormalıyım. Bunlar bizim değildir. Babam başkalarının malını izinsiz almak yanlıştır ve haramdır diyor. Ondan sormayana kadar koparamam. Bu arada bahçe sahibi bize kızdı. Arkadaşlarım kaçtılar. Ben kaçmadım. Adam yanıma geldi. Ben, meyvelerini koparmadığımı söyledim. Niye koparmadın deyince; ben dedim ki, babam başkasının malını izinsiz yemek haramdır diyor. Ben bundan dolayı koparmadım dedim. Adam, o zaman sen istediğin zaman yiyebilirsin dedi.
Bazı anne – babalar çocuklarının eve getirdikleri parayı ve diğer yiyecek ve giyecekleri nereden getirdiklerini sormazlar. Çocukları eve ne getirse nereden getirdiğini sormadan beraber yerler. Geceleri eve gelmeyen veya geç gelen çocuklarını sormazlar. Nerede kaldığını sorgulamazlar. Çocuğun getirdiği şeyleri sorgulamazlar. Çocuk bundan cesaret alarak daha büyük işlere karışır. En sonunda çocuklarının büyük suçlar işlediklerini öğrenirler. O zamanda iş işten geçmiş olur. İşte aşağıdaki hikaye kendi çocuklarının yanlışlarını engellemeyen hatta teşvik eden bir annenin ve çocuğunun hikayesidir.
Eski zamanlarda fakir ve cahil bir kadın varmış. Bu annenin yaramaz bir oğlu vardır. Oğlan komşuların ufak tefek şeylerini, kümesteki yumurtalarını eve getirir. Henüz beş altı yaşlarında olduğu için yaptığının hırsızlık olduğunun idrakinde değildir. Annesi ise cahildir, dini bilgisi eksik, vicdanı da zayıftır. Oğlu her hırsızlık yaptığında ona aferin der. Onun getirdiği yumurtaları pişirir ve oğlu ile beraber yermişler. Yumurtadan başlayan çocuk tavuk hırsızlığı ile devam eder. Annesi her seferinde oğluna aferin der ve getirilen şeyleri beraber yerler. Çocuk yaptığının iyi bir şey olduğunu düşünür hırsızlığa devam eder.
Yaşı ilerledikçe daha büyük hırsızlıklar yapar. Bir süre sonra bu durumu alışkanlık haline ve daha sonra da meslek haline getirir. Büyüyünce de eşkıyalara katılır. Kervanların yolunu keserler. Halkın malını aldıkları yetmiyormuş gibi direnenleri öldürmeye başlarlar. Halk bu eşkıyaların elinden el eman etmiştir. Devlete şikayet ederler. Devlet eşkıyaların peşine düşer. Aralarında bu gencin de bulunduğu birkaç kişiyi yakalarlar. Eşkıyanın cezası bellidir. Hakim hepsini idama mahkum eder. Annesinin aferinleri sonucu yumurtadan başlayıp katilliğe kadar devam eden bu eşkıyanın idam kararı onaylanınca, bu hırsızın annesi oğlunu kurtarmak için yetkililere müracaat eder.
Annesi oğlu için şefaat dilenmeye gelir. Saçını başını yolar ama bir sonuç alamaz. Genç darağacındadır. İdam saati gelmiştir. Genci asacaklardır. Eskiden idam edileceklerin son isteği sorulurdu. Ona da son isteğini sorarlar. O da:
-Sevgili anacığımın mübarek dilini öpmek isterim, diye cevap verir.
Bu oldukça garip bir istek olsa da isteğini kabul ederler. Anası oğlunun son arzusunu yerine getirmek için dilini uzatır. Evladı çevik bir hamleyle annesinin dilini ısırır ve koparır.
İdamı seyredenler gence sitem ederler:
-Böyle hayırsız evlat görülmedi. Eşkıya olduğu yetmediği gibi bir de annesinin dilini kopardı. Yazıklar olsun sana.
Genç kopardığı dili yere tükürerek insanlara cevap verir:
-Ey kalabalık bilip bilmeden konuşuyorsunuz. Ben kopardığım dil yüzünden idamlığım. Zamanında annem bana hayırlı yolu gösterseydi, şer yola sapmayacaktım. O beni terbiye edeceği yerde her hırsızlığımda beni teşvik etti. Hatta benim getirdiğim yiyecekleri benimle beraber yedi.
Kıymetli anne ve babalar! Çocuklarınızın elinde olan şeyleri sorgulayın. Yiyecek veya giyecek görseniz nereden getirdiğini sorun. Onda para görseniz ve siz bu parayı vermemişseniz, bu paranın kaynağını sorun. Eve geldiğinde yemeğe davet edildiğinde yemek yemiyorsa ve tok olduğunu söylüyorsa bu tokluğun sebebini sorun. Nerede yemek yediğini ve bu yemek parasını nereden bulduğunu sorun. Eğer bunları küçük yaşta sormasanız, ileride sorsanız da fayda vermez.
Kıymetli çocuklar! Sakın başkasının malına elinizi uzatmayın. Bu sizde alışkanlık haline gelir. İleride çok büyük sıkıntılar çekersiniz. Onun için sizin olmayan eşyaları almayın.