6 Aralık Çarşamba günü büyük şeytan ABD’nin başkanı Donald Trump’ın Kudüs ile ilgili şer planını açıklaması üzerine Dünya çapında başlayan 3.İntifada hareketi inşallah, israil’in sonunun başlangıcı olacaktır.
Trump’ın açıklaması sonrası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile 13 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da Kudüs gündemiyle olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı’nca (İİT), Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olduğu kararı alındı. Hem üye ülkeler hem de tüm ülkelere Filistin devletini ve başkentini tanıma çağrısı yapıldı.
Bu karar bazı kesimlerce zafer olarak lanse edilmek istense de, aslında hiçte zafer olarak kabul edilecek bir karar olmadığı ve İslam ülkelerinin reel politik durumlarına bakıldığında anca alınacak bir karar olduğu görülecektir. O yüzden bu kararı külliyen küçümsemek ve itibarsızlaştırmakta yanlıştır. Bu kararı; “yetmez ama evet” diyerek Kudüs davası için atılmış bir adım olarak görmeli ve daha ileriye taşımak için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Bize düşen ayrılık değil, Kudüs davası etrafında mutabakat ve vahdet sağlayarak ümmeti tekrar ayağa kaldırmaktır. O yüzden dünya ekseninde dalga dalga yayılan Küresel Kudüs intifadasını gündem yapıp, bu ruhun israil ve tüm emperyalist İslam düşmanları yok oluncaya kadar devam ettirmektir.
Yapılan basın açıklamaları, miting, gösteri ve etkinlikleri küçümsemekte yanlış bir yaklaşımdır. Bu ve yapılabilecek meşru (şeriata uygun) vasıtalarla Kudüs ruhunu gündemden düşürmeyelim. Ta ki; dünyanın her tarafından toplanacak İslam ordusunun Peygamberimizin müjdesini verdiği zaferi kazanarak; Yahudilerin (Ğarğad ağacı dışında) kaçacak yer bulamadan darmadağın etmelerine kadar. (1)
İslam coğrafyasının her tarafında ve batı ülkelerinde yapılan gösteri ve mitingler ile İslam ümmeti Kudüs için kıyam halindedir. Bu ruh inşallah zafere kadar devam eder. Ülkemizde de aynı şekilde gösteri ve mitingler hız kesmeden devam ediyor.
17 Aralık Pazar günü (dün) 3 ilde büyük Kudüs mitingleri oldu. Kocaeli, Ankara ve Diyarbakır’da yapılan mitinglere yoğun katılım gösteren Müslüman halkımız Kudüs davasını sahiplendiğini gösterdi.
Ankara’da konuşan Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Kudüs’ün hiçbir parçasını siyonistlere vermeyeceğiz, ne doğu ne batı, Kudüs bizimdir. İsrail diye bir devlet asla tanımıyoruz. Terörist İsrail orda işgalcidir.” diyerek tepkisini gösterdi.
Kocaeli’ndeki Kudüs mitinginde konuşan Fatih Erbakan da, israil ve dünya siyonizmininin ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek, israil, ABD ve siyonizmin konuşmadan değil, güçten anladığını söyledi.
Diyarbakır’da HÜDA PAR tarafından düzenlenen “Kudüs’e Sahip Çıkıyoruz” mitinginde “Vahdet olursa siyonizm yok olur, Amerika kahrolur” ana teması ile Müslümanların vahdeti ile Kudüs kurtarılır ve zulüm sona erer vurgusu yapıldı.
İstasyon meydanındaki tarihi mitinge katılan Filistin İslami Cihad yetkilisi Muin El Rifai ve HAMAS sözcülerinden Sami Ebu Zuhri, konuşmalarında sık sık Selahaddin Eyyubi’ye atıf yaptılar.
Mitingte sık sık “Cenk-cihad-şehadet” sloganları ile “Kahrolsun ABD ve israil” sloganları atıldı.
Konuşmasında çarenin vahdet, kardeşlik ve adalette olduğuna değinen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İslam ülkeleri yöneticilerine seslenerek, birinci önceliklerinin adalet olması gerektiğini söyledi. Siyonist terör şebekesini devlet olarak tanımaktan vazgeçmelerini ve varsa bütün ilişkilerini kesmelerini istedi. Diplomat kılıklı siyonistleri derhal sınır dışı etmelerini ve kendi elçi ve konsoloslarını da geri çekmelerini ve en önemlisi de hava sahalarını da israil’e kapatmalarını istedi.
Sonuç itibariyle; Başta da söylediğim gibi; Kudüs ruhunu ve Küresel Kudüs İntifadasını devam ettirelim ve gündemimizde hep Kudüs olsun. Ümmetin ittifak ettiği konuya sarılalım, aramıza nifak koymalarına ve bizi ayırma fitnelerine fırsat vermeyelim. O zaman ALLAH’ın yardımı ve Peygamber efendimizin müjdesi gerçekleşecektir inşallah.
Selam ve dua ile…
Dipnot:
(1): “Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudi’yi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.” -Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82-