İslam düşmanları yüzyıllardır ümmeti İslam’dan uzaklaştırmak için farklı ifsad ve yozlaştırma projeleri ile ümmeti ve nesillerimizi İslam’dan uzaklaştırdılar.
Bunda öyle başarılı oldular ki; daha önce silah ve işgal yoluyla yaptıramadıklarını, kültür emperyalizmini kullanarak tek tek gerçekleştirdiler.
Demokrasi balonu ile ümmeti İslam ahkamından uzaklaştırdılar. Yılbaşı, moda vb. tuzaklarla bizleri İslam’dan uzaklaştırıp, dinimizce haram sayılan sözde kutlama ve çirkeflikler bataklığına müptela ettiler.
Bakınız her yılbaşı öncesi Diyanet İşleri Başkanlığı, Yeşilay gibi dernekler ile alimler “yılbaşı kutlamaları” diye bir çirkefliğin İslam diyarında ve Müslümanlar arasında olamayacağını delillerle ve verdiği zararlar ile anlatmaya çalışıyorlar ama nafile. Adeta büyülenmiş gibi toplumun bir kesimi, yılbaşı kutlaması ve piyango bileti almaktan vazgeçmiyor. Konuşmalar ve uyarılar kifayetsiz kalıyor. İnsanlarımız maalesef nefis ve şeytanın adımlarını takip etmekten vazgeçmiyor.
Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, yılbaşı kutlamalarında alkol alımının oluşturduğu olumsuz etkiler konusunda halka uyarılarda bulundu. Eğlence masumiyetinin altına sığınılan yılbaşı gecelerinde alkol kullanımının arttığına dikkat çeken Prof. Öztürk, “Alkolün sağlığa verdiği zararların yanı sıra yol açtığı sorunlar da çok acı vericidir. Yılbaşı kutlamalarında alkolden kaynaklanan kaza, şiddet ve taciz görüntüleriyle bu yıl karşılaşmamak için halkımızı sağduyulu olmaya davet ediyoruz.” dedi.
Diyanette dünkü hutbede “EŞSİZ SERMAYEMİZ: ÖMÜR!” başlıklı hutbede ömür sermayesinin kıymetinin bilinmesine dikkat çekerek, “Yılları ister hicri, ister miladi diye adlandıralım. Günleri ister hicri ister miladi takvime göre hesaplayalım. Zamanın yegâne sahibi Yüce Rabbimizdir. Her bir ânımızı bizlere emanet olarak lütfeden O’dur. Ve Rabbimizin katında asıl önemli olan, zamanı nasıl geçirdiğimizdir. Sayılı nefeslerimizi ne uğrunda tükettiğimizdir. Ömür nimetini, yaratılış gayemize uygun değerlendirip değerlendirmediğimizdir… Bu yıl boyunca sevap hanemize hangi hayırları, hangi iyilik ve güzellikleri kaydedebildik? Elimizi, dilimizi, gözümüzü, kulağımızı, zihnimizi, gönlümüzü haram ve günahlardan ne kadar koruyabildik? İki günü birbirine denk olanın zararda olduğu şu hayatta acaba kaç günümüzü diğerinden daha verimli kılabildik? Kaç günümüzü ebedi kazanca dönüştürebildik?” şeklinde uyarıda bulundu. Merak ediyorum hutbeyi dinleyen kaç kişinin cebinde piyango bileti vardı? Ve utanmadan hutbede sözde ikramiye çıksın diye dua ettiler mi?
Ömrümüzün bir yıl daha kısaldığı ve ölüme bir daha yaklaştığımızı ve hayatımızın muhasebesini yapmamız ve tevbemizi tazelememiz gereken vakitlerde Maide 90. Ayette buyrulduğu gibi “şeytan işi pisliklerle” geçirmemiz akla ziyan bir tavırdır.
Bugün Müslümanlar olarak o kadar çok sorunla karşı karşıyayız ki; hangisini sayacağımızı bilemiyoruz. Buna rağmen hiçbir sorunumuz yokmuş gibi; içki, kumar vb. haram ve masiyet bataklığına saplanmamız, bu da yetmezmiş gibi birde propagandasının yapılmasını anlamamız ve kabullenmemiz mümkün değildir.
Yüce Rabbimiz, Mülk Suresi 2. Âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah, hanginizin daha iyi amel işlediğini ortaya koymak amacıyla sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”
Peygamber Efendimiz (s.a.s) de şöyle buyuruyor: “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boşa geçirilen vakit.” -Buhâri, Rikâk, 1-
İmtihan için geldiğimiz dünyada; salih ameller işlemek varken, nefsimizin esiri olarak harama bulaşmanın bir anlamı var mı? Yarın ALLAH’a hangi yüzle hesap vereceğiz? Üzülmemiz ve amellerimizi hesaba çekmemiz gerektiği halde, birde hiç ölmeyecekmişiz gibi ALLAH’ın ve Resulu’nun uyarılarını ve emirlerini göz ardı ederek ömrümüzü masiyet içinde geçirmek bize yakışmaz. Bize yakışan kendimizi ve ehlimizi cehennem ateşinden koruyarak, İslam yolunda şerefle yürümek olmalıdır.
Selam ve dua ile…