Terörle mücadelenin ismini doğru koymak lazımdır. Terörist dediğimiz unsurlar nasıl oluştu? Oluşumuna sebep olan kaynaklar nelerdir? Onları tespit etmek gerekir.
Önce şu tespiti yapalım. Türkiye de olan ayaklanmalar ve terör olayları bir kısmı, gayri İslami yapıların halka karşı uyguladıkları yanlış politikaların sonucudur. Bu topraklar üzerinde omuz omuza savaş verip düşmanları ülkeden kovduktan sonra, savaş veren bir kesim yok sayılmak istendi. Özellikle Avrupa’da yetişen Osmanlı devletinin tebasından olup Hristiyan ve Yahudi kökenli devlet adamlarının etkisiyle yeni kurulan Cumhuriyetin içine ırkçılık fikirleri aşıladılar. Başlarda dini düşünceye karşı bir savaş verildi. O dönemdeki iç çatışmaların çoğu dini değerlerin ortadan kaldırılmasından sonra halkın devlete karşı verdiği savaşlardı. Bazı yerlerde ise yetkililerin yanlış uygulamalarından kaynaklanan ayaklanmalar vardı. Sason ayaklanmasında bir subayın bir kadına karşı yapmış olduğu rahatsız verici davranışından dolayı kadının kocası tarafından öldürülüyor. Devlet bu adli olayı bir isyan olarak algılayıp halka savaş açıyor. Devlet bu olayı araştırsaydı, binlerce insan ölmezdi.
40-45 yıl öncesine kadar Kürt halkının içinde herhangi bir milliyetçilik fikri yok denecek kadar azdı. Avrupa’da eğitim görmüş bazı devlet adamları ABD ve Avrupa’nın amaçları doğrultusunda Türk olmayan halka karşı ayırımcılık yaptılar. Bazı yetkililer de Türk ırkçılığından dolayı Kürtlere baskı yaptılar. Sol zihniyetin Kürt gençleri arasında yerleşmesi sonucunda, Devlete karşı bir yapı oluşmaya başladı.
Son zamanlarda terörü bitirmek için yapılan çalışmaların çoğu halka fayda vermekten çok terörü bitirmek için yapılıyor. Eğer halk için yapılsaydı, daha faydalı olurdu. Dini söylemler bile terörü bitirmek amaçlı oluyor. Halkların arasına kardeşliği koyabilmenin tek yolu İslam dininin yaşam tarzını topluma kazandırmaktır. Bunu da yaparken terörü bitirmek için dini kullanalım veya halkı din ile teskin edelim düşüncesi olmamalıdır. Topluma şu his ettirilmelidir: Biz bu kanunu çıkarırken veya bu işi yaparken sizin faydalanmanız içindir. Şu anda devlet halka sosyal yardımlarda bulunduğu halde, halkta oluşan yargı “bizi örgütten soğutmak içindir. Ya da Avrupa bu yardımları bize gönderiyor.” Yani devlet halka güven vermemiştir. Önce devletin halkına güven vermesi gerekir ve devletten emin olmalıdır. Sıra ne zaman bize gelecek korkusundan uzak olmalıdır.
Yetkiler halka karşı merhametli olmalıdır. Sopadan ve şiddetten çok merhamet kullanılmalıdır. Merhametin fayda vermediği yerde Adalet devreye girmelidir. Devlet yıllarca insanları mağdur ettikten sonra yanlışlık oldu deme hakkına sahip değildir. İnsanları haksız yere yıllarca içerde tutan yetkililer cezasız bırakılmamalıdır. Devlet yetkilileri görevlendirdiği şahıslara merhamet ve adalet ile karar vermelerini sağlamalıdır. Polis, savcı, hakimler ve tüm yetkililer, üstlerini memnun etmek için değil gerçeğin, hak ve adaletin tesisi için uğraş vermelidirler.
Yetkililer önceki uygulamalardan ders çıkarmalıdırlar. Duygularıyla hareket etmemelidirler. PKK ile mücadelede binlerce köylü vatandaş ekmek veriyor diye hapislerde yetiştirilerek komutan ve militan yapıldı. Silahlı insanlar kimin kapısına gelse ekmek alır. Bunu empati yaparak daha basit çözümler yapabilirlerdi.
FETÖ ile yapılan mücadele de dini duygularla onlara yanaşmış veya ihale alabilirim düşüncesi ile gazete ve dergilerine abone olmuş nice insanlar mağdur oldu. Başka bir yer bulamadığı için yurt ve dershanelerinde kalan gençleri hedef yapmak devlete zarar verdi. Telefonlarında bazı uygulamalar arkadaşları tarafından indirilen ya da bir programa girerken kendi kendine indirilen mesajlaşma programlarından dolayı insanları mağdur ettikten sonra bırakmak yaraları tedavi etmez. Devlet, daha sabırlı hareket etmelidir. Güçsüz insanların yaptığı gibi ani hareketlerde bulunamaz. Kilit noktalarda bulunan şahıslar alındıktan sonra halk tabakasına bunların gerçek fikri anlatılırsa, halk bunlara itibar etmez.
Devlet, çalışma alanları oluşturmalıdır. Halkın daha rahat etmesi için çalışmalıdır. Projeler üretirken halka bir verip iki alma düşüncesinden vazgeçmelidir. Ben terörü bitirmek için size yardım ediyorum algısından halkı kurtarıp, gerçekten halkın yanında yer almalıdır. Halka ırkçılık yönüyle yaklaşan yetkilileri devre dışı bırakmalıdır. Irkçılık Avrupa’nın içimize koyduğu düşüncedir. Partiler ve yetkililer yanlış söylemlerden vazgeçmelidirler. İslam dini bir destek aracı olarak değil bir hayat tarzı olarak sunulmalıdır. Polisler, halka düşmanca davranmamalıdır. En ufak bir olayda halka çok sert davranıyorlar. Polislere ve bütün yetki sahiplerine merhamet aşılanmalıdır.