Kötü gidişata rağmen hasta ziyareti ve taziyede bulunmak gibi hala devam ettirebildiğimiz güzel geleneklerimiz bulunmaktadır.
Önceleri ikram edilen sigara dumanları altında ve evlerde yapılan taziyelerde epey sıkıntılar çekerdik. Daha sonra çadırlar, çadırlardan sonra bodrumlar ve nihayetinde her mahalle ve köylerde yapılan taziye evleri epey bir rahatlık getirdi. Ancak gittikçe yaygınlaşan ve bir rekabet ve külfete dönüşen taziye yemekleri, neredeyse vatandaşı “ Seyda! Xuda jıte razi, bine qeysa beré” (Seyda ALLAH senden razı olsun, eski hale getir.) dedirtecek duruma getirmiştir.
Artık aileler ölülerinden ve dertlerinden ziyade, taziyede verecekleri yemeğin derdine düşmüşlerdir. Zengin “Desinler” diye, gariban fakirim de “ne derler” diye adeta yemek yarışına sokulmuşlardır.
Yakınlarını kaybetmiş kederli aileyi teselli etmek, onları rahatlatacak sözler sarf etmek ve üzüntülerini paylaşarak hafifletmek olması gereken taziyeler, ne yazık ki bir ziyafet yarışına dönüşmüştür. Ve bazı bölge ve kesimlerce ölü ve ölü sahiplerinden çok daha fazla taziye yemeği konuşulmaktadır.
Eskiden sadece taziye evi ve dışardan gelen birkaç misafir için olduğundan komşu, akraba ve arkadaşlar yemek hazırlarlardı. Ancak taziye yemekleri amacının çok çok dışına taşmış, gösterişe yönelik abartılı ve çok pahalı bir külfete dönüşmüştür. Artık lokantalardan ve yüzlerce kişiye ziyafetler çekilmektedir. Bir yemeğin maliyeti binleri bulunca, ısmarlamak isteyen komşu ve arkadaşlar da sessiz kalmak zorunda kalıyorlar.
Belki zenginleri ve aşiretleri etkilemeyebilir ama halkın büyük kesimi taziye yemeklerinin yükü altında ezilmektedirler. Daha hasta olan yakınlarının taziye masraflarının derdine düşmüşlerdir. Belki iyi ve masumane niyetlerle, belki zenginler tarafından başlatılan ama fakirin sırtına büyük bir yük olan taziye yemekleri bir an önce sonlandırılmalıdır. Günde iki defa ve 300 kişilik bir yemek en az 3-4 bine mal olmaktadır. Çay, şeker, su ve diğer masrafları katmazsanız bile sadece 3 günlük taziye yemekleri 10 bini çok aşmaktadır. Peki, zenginliği ve aşireti olmayan garibim bu yükü nasıl kaldırabilsin?
Bir İmam arkadaş anlatıyordu: Köyde annesi vefat eden ve çok dalgın gördüğü Hacı Abdurrahman’ı teselli etmek için “Hacı Abdurrahman, ben seni daha sabırlı bilirdim! Çok şükür sen İnançlı bir insansın; Annende muttaki bir kadındı. Kendini bırakma öyle, hepimiz öleceğiz” dedikten sonra H. Abdurrahman “Seyda çok şükür annem muttaki bir kadındı. Ona üzülmüyorum, ama çocukların süt ve yoğurdunu karşılayan tek ineğimizi taziyede kestik. Bundan sonra ne yapacağız, onu düşünüyorum” der. Şimdi sormak gerek, “bu çocukların geçimini yemek caiz olur mu?”
Şehir dışında bizzat şahit olduğum bir taziyede: Taziye sahibi “Hacı! Bugün 2.500 liralık bir dana aldık ” dedi. (şimdi en az 4-5 bin ve bir gün için) Ve havasını atan bu arkadaş, taziye bittikten sonra masrafların paylaşımı için 9 kardeşiyle kavgalı olmuşlar. Bu yemek mi ‘helal?”
Bir başka arkadaş anlatıyor: Misafirleri karşılaması gereken taziye sahibini göremeyince ‘nerede?” diye sorduk. Bize, lokantaya lahmacun yaptırmaya gitmiş dediler.
Ve bütün bunlardan daha acısı artık insanlar taziye yemekleri için eşyalarını satıyor veya bankalardan faizle kredi alıyorlar. Vatandaşın biri anlatıyor: “ 7 kardeşiz. Annemin uzun süren tedavisi ve vefatı sonrası ben ve kardeşlerim ekonomik olarak yıprandık. Defin işlemlerinin ardından bankaya giderek 10.000 lira faizle kredi almak zorunda kaldım. Ancak taziyede teselli yerine ödemelerim aklıma geldikçe stres oldum.” Peki, insanları böylesine sıkıntıya sokan yemekleri yemek caiz mi?
Eskiden taziye evlerine yemek gönderildiği gibi “yetim var, helal değil” diye taziye evinden su bile içilmezdi. Şimdi bazı bölgelerde komşu ve akrabalar 3 gün boyunca kapılarını kilitler, taziye evinden beslenirler.
Etmeyin yazıktır, ayıptır; Aynı şehirde oturanların taziye yemeğinden kaçınmaları gerekir. 10-20 dakika oturulması gereken Taziyeler, kahvehane ve lokanta olarak görülmemelidir. Taziye sahibinin yükünü azaltacağımıza, onlara kâbus olmayalım.
Bu konularda halkı aydınlatmakla sorumlu olan Diyanet, Müftülük ve tüm âlimlerimize sesleniyoruz. Hz. Peygamberimiz taziye evlerine yemek gönderilmesini tavsiye etmiştir, taziye sahiplerinden yemeği değil. Giderek abartılan ve insanlarımızın mağduriyetine sebep olan, İslam ve ahlaka uygun olmayan bu yanlışın da tıpkı sigaranın kaldırılması gibi kaldırılmasına çaba göstermelerini bekliyoruz…
Varlığı olanlarda bu kötü alışkanlıkla fakir halkımızı sıkıntıya sokmamalı; verilmek istenen yemek veya bedeli fakir insanlara ve kenar mahallelere dağıtılarak bir sevap kazanılmalıdır.
Taziye gerek ne be “MALXIRAKIRIN”