Şubat ayı derken aklımıza “Şehidler ayı” olmasının yanı sıra post modern darbe 28 Şubat 1997 darbesi, yaşanan ve halen etkileri devam eden zulümler geliyor. Lakin basındaki reklamlara, kurumlardan gelen maillere ve topluma baktığımızda bu iki konudan çok maalesef benliğini kaybetmiş, manevi olarak köleleşmiş ve kültür emperyalizminin esiri olmuş, azımsanmayacak bir kitle ile karşı karşıya olduğumuz göreceğiz.
Şimdi samimi olarak bakalım: Şubat ayı derken toplum olarak gündemimizde hangi konu var? Etrafımıza baktığımızda insanlarımızın, gençlerimizin ve esnafımızın gündeminde (Afrin operasyonu ve güncel meseleler dışında) yukarıda yazdığım iki konu mu var? Yoksa uyduruk 14 Şubat sözde “Sevgililer Günü”mü var?
Kendimizden ve ailemizden başlayarak; gençlerimize sahip çıkalım. Gündemlerinin yüce İslam dini ve onun gösterdiği hayat yolu olması gerektiğini benliklerine nakşetmeliyiz. Böyle yaptığımızda İslam’ın nuru ile olaylara baktıklarında emperyalistlerin oyunları onlara tesir etmeyecektir. O zaman hem dinimizi, hem tarihimiz, hem şehidlerimiz hem de tarihimizde yaşanan mezalimler onların vazgeçilmez gündemi olacaktır.
Aksi takdirde emperyalistler, üç yüzyıldır uyguladıkları ifsad ve yozlaştırma projeleri ile ümmeti ve nesillerimizi İslam’dan uzaklaştırmaya devam edecekler. Silah ve işgal yoluyla yaptıramadıklarını, kültür emperyalizmini kullanarak gerçekleştiriyorlar. Yılbaşı, moda, sevgililer günü vb. tuzaklarla bizleri İslam’dan uzaklaştırıp, dinimizce haram sayılan sözde kutlama ve çirkeflikler bataklığına müptela ediyorlar. Gençlerimize dini bilinç ve şuur vermediğimiz için emperyalistlerin ümmetin evladlarını yozlaştırma planlarına maalesef gönüllü katılım sağlıyorlar. Unutmayalım ki; Bir toplumu ayakta tutan temel dinamikler inanç ve ahlaktan oluşan maneviyattır. Bunlar ALLAH korusun yıkılırsa tüm değerlerimizi kaybederiz.
Nesillerimize sahip çıkarak, İslami bir şuur verdiğimizde tabi ki örnek ve önderleri Peygamberler, sahabeler, şehidler ve salih insanlar olacaktır. Emperyalistlerin gençlerimize sunduğu “rol modeller” değil, İslam’ın gösterdiklerine benzemeye ve onlar gibi olmaya çalışacaklardır.
Pak olan aziz dinimiz İslam ve İslam uğruna mücadele veren İslam önderlerimizi öğrenmemiz ve nesillerimize öğretmeliyiz. Dinimiz ve tarihimiz önümüzdeyken uydurma sistem ve modellere ihtiyacımız yoktur.
Gençlerimiz İslam’a ve İslam tarihine baktıklarında; Tarih boyunca ilay-ı kelimetullah uğruna can veren nice dava önderleri, alimlerin şehadet kervanına katılarak Peygamberlerin bile gıpta ettiği yüce makamlara yükseldiklerini göreceklerdir. Sonsuz güç ve kudret sahibi Rabbimiz Al’i İmran: 169-170 Ayetlerinde, İslam uğruna mücadele ederken öldürülenlerin aslında diri olduğunu ve kendi katında nimete erdirildiklerini buyurmaktadır.
Cihad ve şehadet emrine uyan yüzlerce alim ve dava liderinin Şubat ayında şehid olduğu için bu ay şehadet, şan ve şeref ayı olarak adlandırıldı. Bu ayda zulüm, baskı ve dayatmalara boyun eğmeyerek Müslümanların izzet ve şereflerini korumaya çalışan Müslümanlar, zalimlerin gaddar ve hain mermilerine daima hedef olmuşlardır. Asrımızda da nice dava önderleri, alimleri şehadet kervanına katılmışlardır. Rabbimiz, Din-i Mubin uğruna mücadele ederken şehid edilen İslam davasının aziz şehidlerinin şehadetlerini mübarek eylesin. Bizleri de aziz şehidlerin şefaatlerinden mahrum bırakmasın.
Sonuç itibariyle; İmtihan için geldiğimiz dünyada; gençlerimizi İslam yolunda istikamet üzere yetiştirip oyunlara düşmekten kurtaralım. Dinlerini ve geçmişlerini bilmeyen milletlerin ve nesillerin geleceğe güvenle bakamayacağını öğretelim. İslam nuru ile dünyayı okumalarını sağladığımızda; şer odaklarının tüm oyunlarının boşa gideceğini ve gençlerimizin İslam’a hizmet yolunda yarışacağını göreceğiz inşallah.
Selam ve dua ile…