15 Temmuz ABD ve israil destekli hain darbe girişimi sonrası FETÖ bahanesiyle dindar kitlelere, cemaat ve tarikatlara saldıran halk ve din düşmanları, şimdide İslam’ı tahrif etmek için elinden geleni yapan ve ekrandan açık açık israil uşaklığı ile övünen Adnan Oktar ve ekibine yönelik operasyon sonrası yine koro halinde her türlü algı operasyonu ve propaganda ile saldırıya geçti.
Utanmaz arlanmaz bu çevrelerin amacının ıslah olmadığını sabıkalarından biliyoruz. Önce FETÖ şimdide Adnan Oktar örgütünü kullanarak, İslam’a hizmet ve irşad dışında gayesi olmayan İslami cemaatler, tarikatlar üzerinden İslam’a saldırmaya başladılar.
Ey FETÖ ve Adnan Oktar bahanesiyle İslami camialara saldıran utanmaz-arlanmaz güruh! Ajanlık ve İslam’ın temeline dinamit sokmakla görevli bu yapıların neyi İslami bir camia idi de; İslami camialara saldırıyorsunuz. Halkı İslam’dan uzaklaştırmak ve İslam alimlerinin itibarını toplum nezdinde düşürmek için ”Pavlus” misali dünya siyonizmi ve emperyalizmi tarafından görevlendirilen bu yapıları bahane ederek İslam’a ve Müslümanlara saldırıyorsunuz.
Öncelikle İslam düşmanları tarafından kendi düzenlerine hizmet etsin diye kurdurulan bu tür örgütlenmeler; İslam ve Müslümanlara karşı, "ılımlı İslam", “dinler arası diyalog” safsatası ve ifsad projesi ile İslam’ı protestanlaştırmak istediler.
ABD ve Batı Emperyalizmi icazetli bu kesimler, İslam’ın yükselişini kırmak ve emperyalist güçlerin planını uygulamak için ortaya çıkarıldı. 1985 ve sonraki yıllardaki İslami yayın yapan dergiler bu tehlikeyi o zaman, "İslam’a karşı İslamizasyon" Projesi olarak gündeme getirdiler.
FETÖ, iptidasında kendini Risale-i Nur ile nasıl meşrulaştırma ve tanıtma yoluna gittiyse, Adnan Oktar da “Darwin” ve “Masonluk” ile kendini tanıtıp meşrulaştırma yoluna gitti. Şimdi ise övünerek ekranda Masonluk belgesini alıyor. Bu kadar büyük bir oyun karşısında hâla bazı saf Müslümanlarda TV’lere çıkıp oyunu görmeden “masal” anlatmaya devam ediyor.
Dünya siyonizmi ve emperyalizmi beslemeleri olan sözde hoca, akademisyen, uzman kılıklı “Esmer İngilizleri” TV'lere çıkarıp, laikler ve İslam düşmanlarına toz kondurmadan, İslam’a hizmet eden toplumun gerçek vicdanı olan İslami camiaları hedefe koyup itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Bunlar kendi kirli yüzlerini örtmek, ABD-Batı emperyalizmi ile Dünya siyonizminin kuklası oldukları açığa çıkıp maskeleri düşmesin diye bütün İslami camiaları töhmet altında bırakmaya ve potansiyel tehlike olarak göstermeye çalışıyorlar. Kininizle gebereceksiniz de hâla İslam’a ve Müslümanlara düşmanlıktan vazgeçmiyorsunuz. Hoca, alim vs. zannettiğimiz “esmer İngilizleri” TV’lere çıkarıp dindar insanları ve cemaatleri potansiyel tehlike olarak gösterip, laikleri ön plana çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sanki Türkiye’de yapılan önceki darbeleri yapanlar bu Kemalist kadrolar değil gibi, utanmazca algı yapıyorlar. Şimdi de, FETÖ’den boşalan kadrolara yerleşerek halka yeniden ve daha ağır bir 28 Şubat zulmü yaşatmanın planlarını yapıyorlar.
Geçmişte sürekli Müslümanlar savaş meydanlarında kazandıkları zafer ve kurtuluş savaşlarını masa başı entrika ve oyunlarla kaybettiler. Bütün İslam ülkelerine baktığımız da; savaşan, kan döken, canını veren Müslümanlar iken, sahte kahramanlar meydana çıkarılıp devrimin üzerine oturduğunu unutmayalım.
Son olarak, bu entrikalar üzerinden İslam’a ve İslami camialara saldıranların “necis” fikirlerini bu kadar küstahça ve pervasızca haykırırken, Müslüman camialar; üzerlerine çöken kompleksi atıp birbirlerine sahip çıkmaları ve aziz İslam davasını yüceltmek için çaba harcamalıdırlar. Aksi halde bu defa kapsamlı bir “28 Şubat süreci” ile karşı karşıya kalacağız. Yeniden “topyekûn savaş” manşetlerini göreceğiz maazallah. Olmaz demeyin sakın. O zamanda öyle diyenler çoktu. O vakit Ali Kalkancı ve Fadime Şahin’ler başrolüyle tezgah kuruldu. Bu defa daha büyük bir tezgah ortada var. Kendimize gelelim de bu oyunlara dur diyelim.
Selam ve dua ile…