Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevre vb. amaçları doğrultusunda üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır.
Filistin’den Arakan’a, Suriye’den Yemen’e ve Afrika’ya kadar dünyanın her tarafındaki mazlum coğrafyalarda yaşanan baskı, zulüm ve katliamlara karşı ülkemizin yardım kuruluşları yüzümüzü ağartacak fedakârlıkta yardım çalışmaları yürütüyorlar.
Bu yardım kuruluşları gerçekten bir toplumun vicdanı, merhameti ve hisseden kalbidir. Aziz dinimiz İslam’ın emirleri ve sevgili Peygamberimiz, tek önderimiz ve örneğimiz olan Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatı ve sünneti bize yol gösterici olmuştur. Nubuvveti boyunca fakir ve gurebayı koruyan efendimiz, sivil toplumun en bariz ve somut örneklerini Mekke’de henüz 20 yaşında iken “Hılf-ul Fudul” (Faziletliler Yeminleşmesi-Birliği) içinde yer alarak bizlere göstermiştir.
Bugünde zulme uğrayan mazlum coğrafyalara yardıma giden, ellerinde tutan STK’larımız gerçekten ümmetin terk ettiği ruhu ayakta tutuyorlar. Dünyanın her tarafında, isimlerini ve haritadaki yerlerini bile bilmediğimiz birçok ülke ve coğrafyada Umut Kervanı Vakfı, Yetimler Vakfı, İHO EBRAR, İHH, Deniz Feneri, Diyanet Vakfı, Kızılay ve Can Suyu gibi isimlerini zikretmediğimiz yüzlerce STK ümmet adına, insanlık adına mazlumlara sahip çıkıyorlar.
Bu kuruluşlarımız hiçbir maddi menfaat beklemeden sırf ALLAH rızası için mazlumlara sahip çıkarak, hayırsever milletimizin yardımları ile çok önemli ve hayati hizmet yapıyorlar. Bu kardeşlerimizin bu asırda yaptıkları faaliyet böyle basit karşılanacak bir olay değildir. Hem mazlumlara sahip çıkmak, hem İslam’ı tanıtmaya vesile olmak büyük bir hizmettir. Birde günümüzde bayramı tatil olarak gören bir anlayışa nispetle; aile ve akrabaları ile geçirmeleri beklenen bayram günlerini kurban ve diğer yardım faaliyetleri için evlerinin, bazen de memleketlerinin dışında geçirmek büyük bir fedakârlık ve erdemliliktir. Kendi memleketinde bile bu hizmeti verenler bayram öncesi hayırseverlerden gelen yardımlarla ilgilenirken, bayramın ilk 2 günü kesimhanelerde kurban kesimi ile uğraşırken, 3. ve 4. Günlerde ise kesilen kurbanları ihtiyaç sahiplerine kapı kapı dolaşarak ulaştırma gayreti içinde oluyorlar. Tabi bu hizmeti sadece o STK’larda çalışanlar değil, üye ve gönüllülerde katkı sunuyorlar.
Şimdi kendimize soralım! Hiç bayramı ailemiz ve sevdiklerimiz dışında ve tatil yapmadan sadece ALLAH rızası için fakir, muhacir ve gurebaya yardım için hasrettik mi? O zaman yapılan özveri ve fedakârlığı anlarız. Sakın ‘param yok nasıl yardım ederim’ diye düşünmeyin. Para olmadan da mesaimizi bu yolda harcayarak yardım edebiliriz. Gerek yardım toplama, gerekse kurban kesimi ve yardımların dağıtımında (fakir-zengin fark etmez) sağlığı el veren herkes bu hizmete katkı sunabilir. Yeter ki isteyelim…
Bu yılda Müslüman halkımız Kurban bayramını vesile kılarak, ekonomik zorluğa rağmen yardımlarını kat kat artırdığına sevinerek şahid olduk. Bunu destekler mahiyette bir açıklama geçtiğimiz Çarşamba günü Mekke’de basın mensuplarıyla bayramlaşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’tan geldi. Erbaş, 143 ülkede milletin vekâletle emanet ettiği kurbanları yerine ulaştırmaya çalışan Türkiye Diyanet Vakfının “Vekâletle Kurban Kesim Programına” yapılan bağışların 425 bine ulaştığını ve bu rakamın diyanet tarihinin en yüksek rakamı olduğunu söyledi.
Erbaş devamla, “…Yapılan bu çalışmalar ve milletimizin iyilik eli mazlum coğrafyalara umut oluyor. Milletimizin o bölgelerde bulunması, hep sömürüye maruz kalmış, gelecek umudunu kaybetmiş, sahipsizlik ve güçsüzlük duygusuna teslim olmuş coğrafyalara geleceğe dair, inanç, azim ve heyecan aşılıyor…” sözleriyle yardımların önemine işaret etti.
Görüştüğüm Batman Umut Kervanı Başkanı Mehmet Ali Işık’ta, Batman’da 550’ye yakın küçükbaş hayvan kesimi ile ortalama 3 bin aileye kurban eti dağıtıldığını belirterek, “Yıl içinde Ramazan’da yine 3 bin 500 aileye gıda kolisi dağıttık. 120 yetimi baştan aşağı giydirdik. Ramazan bayramı öncesi yüzlerce aileye elbise yardımı yapıldı. Batman’da muhtaç kayıtlı sayımız 12 binin üzerinde yardım alabildiğimiz kadarıyla dağıtabiliyoruz. Hayırseverler destek çıkarsa yardım konusunda imkanımızda artacak inşallah…” diyerek yardım çalışmalarını özetledi.
Sonuç itibariyle; Bizler, maddi menfaat ve başka hesap peşinde olmayan yüz akımız olan STK’lara ne kadar maddi-manevi destek verirsek, ümmete, mazlum coğrafyalara ve kendi toplumumuza verdiğimiz değer olarak bizlere geri döneceğini unutmayalım.
Selam ve dua ile…