Okuma üzerine birçok eser ve birçok makale kaleme alınmıştır. Bütün toplumlar okumanın önemli olduğunu beyan eder. Biz Müslümanlar, okumanın ne kadar önemli olduğunu Kur’an ve Sünnet’ten öğrenmekteyiz.
Evet, mutlaka okumalıyız, okumadığımız her gün karanlık, okuduğumuz her gün aydınlık.
Okumak aklımızı, aklımız ise kalbimizi harekete geçirir.
Okumak, düşünce dünyamızı zenginleştirir. Okuyan, okumayana göre her zaman bir adım öndedir. Okuyanla okumayanların bir olmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Bilginin gücü, silahın gücüne galip gelir.
Okumamız gereken dökümanların başında kitaplar gelir. Günlük gazete, dergi, haber siteleri, bloglar vs. bunları takip eder gider.
Eğer bir toplum gidişatını değiştirmek istiyorsa entelektüellerin sayını artırmalıdır. Eğer bir ülkede yardım kuruluşları bol ve mantar gibi türüyorsa bundan korkmak gerekiyor. Çünkü bu kuruluşlar balık veriyor, balık tutmayı öğretmiyor. Balık tutmayı fikir kuruluşları öğretir.
Ülkemizde fikir kuruluşlarının çok olduğunu söylemek imkânsız. Fikir derneklerinin, fikir adamlarının çok bir kıymetinin olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siz fikir kuruşlarına, fikir adamlarına gerekli yardımı yapan, bir belediye gördünüz mü?
Esas can alıcı konu ise şu: sürekli kitap okumaktan söz eden biz yayıncılar, acaba okumanın neresindeyiz?
Kitap dünyasına şöyle bir bakıyorum. Kitaplarla ilgilenenlerin birçoğu işini severek yapmıyor. Sevginin olmadığı yerde, başarının da olmayacağı kesin. Yayınevi sahipleri, yayınevinde çalışanlar, kitap dağıtım şirketinde çalışanlar, kitap mağazalarında çalışanlar maalesef okumuyorlar. Kitap kültür işleriyle uğraşanlar maalesef; kitap dünyasını, yayın dünyasını büyük bir titizlikle takip etmiyorlar.
Eğer bizler okumaktan söz edeceksek öncelikle kitap kültür işleriyle uğraşanların kitap okumasını sağlamalıyız. Bu işlerin can damarında olanların; okumaya/ düşünmeye/ akletmeye/ üretmeye çok ihtiyaçları var.
Yazarlarımız, editörlerimiz, yayın yönetmenlerimiz, onlarda yeterince maalesef okumuyorlar.
Sonunca gelecek olursak; Türkiye’ de okuma oranın az olduğunda şikâyet eden biz yayıncılar, önce, biz okumalıyız.
Okumayla ilgili iki özlü söz:
“Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.”
(Aliya İzzetbegoviç)
“Hiç bir diktatörün elinde tutsak olmak istemiyorsan sadece bir şey yap oku / yontul!”
(Ali Şeriati)