Geçtiğimiz Cumartesi akşamı maalesef aldığımız haberle yıkıldık. Hemen Mücahid kardeşimizin kaldırıldığı özel hastaneye koştuk. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve Rahmet-i Rahman’a kavuştu.
Batman Bölge Devlet hastanesinde saatlerce süren otopsi çalışmasının ardından Batman Asri Mezarlıkta gece 04.00 civarında büyük bir kalabalık kitle eşliğinde defin işlemi tamamlandı.
İstisnasız tanıyan herkes tarafından sevilen ve bu acı sonu kimsenin kabullenmek istemediği Mücahid kardeşimizi, çocukluğundan beri tanırdık. Babası Cevzet ağabeyimizin emaneti olan Mücahid kardeşimize demek ki yeterince sahip çıkamadık. Böyle olmamalıydı!
Sana her baktıkça merhum babanı hatırladığımız Cevzet ağabey kokulu Mücahid kardeşimiz! Yıllardır acı ve sıkıntılarla yoğrulmuş ailene ve kendine neden böyle yaptın? Eşin, Annen, ablan, bacıların, çocukların ve seni seven on binler bu acıya nasıl tahammül edecek be kardeşim?
Olayı ve o gün yaşananları aile ve yakınlarından birebir dinlediğimizden bu yönde yapılan tartışmaları yersiz buluyor ve ailenin daha fazla üzülmemesi için bu konunun kapatılması gerektiğini düşünüyoruz. Ortada ölümün soğuk yüzü gibi bir vakıa varken; nedenleri, niçinleri tartışmanın bir anlamı yoktur.
Mücahid kardeşimizin yaşadığı olayı saptırmaya çalışan “ahlaksız medya”nın bununla neyi amaçladığını anlamak mümkün değil. Zaten hiçbir zaman iyi niyetli olmadılar.
Mücahid kardeşimiz bildiğiniz gibi hayatını babasının naaşını bulmaya adamıştı. Ancak tüm uğraşlarına rağmen bir sonuca varamadı. Merhum Cevzet ağabeyimiz ile ilgili ilk haberi 2009 yılında Mücahid ve ailesiyle yapmıştım. Doğruhaber ve İLKHA’da manşetten verilen haber ile o zaman ve öncesinde hiç ilgilenmeyen basın ve çevreler; 2015 yılında eski emniyet istihbarat daire başkanı Sabri Uzun’un “İN” adlı kitabı çıkana ve bir itirafçı polisin ağzından olayı anlatmasına kadar bu olayı görmediler. Sabri Uzun o kitabında bahsettiğim haberimizden link vererek genişçe alıntı yapmıştı.
Bu kitap ve itiraflardan sonra olayın üzerine giden bu medya, Soysal ailesi ile görüşmeye ve onların dramını haber yapmaya başladılar. Oysa Soysal ailesi ve Cevzet ağabeyin naaşı onların umurunda değildi. Onların tek derdi bu olayı kullanarak; o dönemde karşı karşıya geldikleri FETÖ’ye darbe vurmaktı. Zaman içerisinde sözde soruşturma açıldı, katiller bulundu, naaşı gömdükleri yer olarak Beşiri kırsalı diye bir ifade ortaya attılar ve kazı yapılarak aileye büyük bir umut verildi. Ancak, katil dedikleri adamları aynı gece serbest bıraktılar ve naaşta bulunmadı ve olay kapatıldı gibi bir hale dönüştürüldü. Bunu yapan vicdansızlarda en az FETÖ kadar suçludur.
Bre vicdansızlar! Cevzet ağabeyi 9 Kasım 1998’de evinin önünden kaçırdınız her türlü alçakça işkenceler yaptınız, yetmedi şehid ettiniz. Yetmedi naaşı gizlediniz ve aradan geçen 20 yıla rağmen naaşı ailesine vermediniz. Bu yetmez gibi yıllarca soruşturmayı savsakladınız. Bu da yetmedi; acıyı istismar ederek, aileye büyük bir umut pompaladınız ve sonrada olayı kapattınız. Bu akıbetten FETÖ kadar sizlerde sorumlusunuz.
Çocukluğundan beri babasının acısını sırtında taşıyan Mücahid kardeşimiz bu yükü daha fazla kaldıramadı. Son dönemlerinde sürekli kazma-kürekle Beşiri kırsalında “babamın naaşını bulacağım” diyerek kazı yapıyordu. Çok defa yakınları onu oradan alarak evine getirdiler.
Babasız büyümenin ne olduğunu çok iyi bilen Mücahid kardeşimiz maalesef 3 evladını öksüz bıraktı. Ailenin bu kadar acıyı kaldırması için “Peygamber sabrı” gerekir. Ya Rabbi! Sen üzerlerine sabır, sekinet ve afiyet yağdır. Her düşündüğümüzde ve aklımıza geldiğinde gözyaşlarına hakim olamadığımız bu ağır dramı sen hafiflet Ya Rabbi! Buna ne yürek, ne can dayanmaz. Mücahid kardeşimize rahmetinle muamele ve dünyada kavuşamadığı babası Cevzet ağabeyle cennetinde kavuştur Ya Rabbi!
Son olarak gerek hastanede, gerekse defin ve taziyeye katılarak, acıyı paylaşan her kesimden Batman halkı ve bölge halkına da tebrik ve teşekkürlerimizi iletiyoruz…