Emperyalizm; bir milletin sömürü temeline dayanarak başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alıp yayılması. (TDK)
Dünyanın en emperyalist ülke liderlerinin dillerinden hiç düşürmedikleri bir kelime var; “DEMOKRASİ”. Demokrasi ve insanlık (!) adına müdahaleler emperyalizmin en büyük ve en etkili pazarlama yöntemidir.
Dünyayı demokrasi tiyatrosuna çeviren batılı haydutlar, demokrasi diye diye ürettiği korku, kaos, ekonomik kriz, işkence, suikast, katliam, işgal ve sömürüyle dünya kaynaklarının tümünün üstüne çökmek için her türlü yola başvurmaktalar.
Dünyayı haraca kesen, zalimlikte sınır tanımayan bu sömürü ve soykırım çetelerinin en önünde giden ABD, emperyal idealleri için 1945 yılından bu yana Ortadoğu`dan, Asya`ya, Afrika`dan, Latin Amerika`ya çoğu seçimle yönetime gelmiş elliden fazla hükümeti devirmeye çalışmış ve en az otuz ülkede seçimlere müdahale etmiştir. Elliden fazla yabancı lidere suikast düzenlemiş, onlarca ülke halkının üzerine bomba yağdırmıştır. Sayısı bilinmeyen yüzlerce terör örgütüne destek vermiştir. Bunun sonucunda milyonlarca insanın ölümüne, milyonlarcasının sakat ve çaresizlik içerisinde kalmasına, yerlerinden yurtlarından göçmesine sebep olmuştur.
Dünya imparatorluğu düşleyen ABD’nin istihbarat teşkilatı CIA’nın eski Başkanı, General Hayden, "Dünyada giremediğimiz delik kalmayacak" demişti.
ABD’nin İslâm Coğrafyasına yönelik emperyal amaçlı saldırılarının, işgallerinin ve terör örgütleriyle işbirliği projelerinin altında hep patronu/kılavuzu Siyonistlerin imzaları ve istekleri var. Hedefleri; Yahudi ve Hıristiyan Siyonistlerin öncülüğünde ABD-İsrail dünya imparatorluğu kurmak.
Kılavuz İsrail ve taşeron ABD, emperyal amaçları için bütün yeryüzünü savaş, işgal ve göçe gark ederek, kan ve gözyaşıyla kirletiyorlar. Her gün binlerce insanı, genç, yaşlı, kadın, erkek ve çocuk demeden teknolojik ölüm kusan silahlarını bunların üzerinde deneyerek katlediyorlar.
Demokasi, özgürlük, eşitlik ve insan hakları kelimelerini sürekli duyduğunuz yere şüphe ile bakın.
ABD ve diğer Batılı küresel emperyal çeteler nezdinde bu kavramlar, dünyadaki çıkarlarını gerçekleştirmek için sömürgeci düşüncelerinin kodlarından başka bir şey değildir.
Sömürgeciler doğrudan ya da dolaylı olarak ele geçirdikleri basın yayın organlarını kullanarak olayları çarpıtıp, yalanlarını gizleyip, demokrasi ve özgürlük çığlıkları atarak çoğunlukların iradesini yönlendirip sömürgeciliklerini sürdürüyorlar.
Demokrasi, bize dayatılan küresel sömürü ve emperyal düzeni meşrulaştıran bir yönetim biçimidir.
Batının diğer kültürler üzerine ihraç etmeye çalışılan demokrasi ve özgürlük kavramları, yalanlarla hep geleceğin ideal yaşam tarzı adına yapıldığı algısı oluşturulmasıdır.
Yeryüzü, bilhassa İslam coğrafyası Batı için sadece sömürülecek bir alandır. Demokrasi bahane sömürü şahane! Hem de demokratikleştirerek sömürmek.
Taguti küresel çeteler, çıkarları konusunda endişe ettiği zaman demokrasi putunu yemekten imtina bile etmezler.
Demokrasiyi başka ülkelere yaymak hedefleriyle yola çıkan ülkelerin önce kendilerine, kendi ülkelerindeki “insan hakları, onuru ve eşitlik” kavramlarının ne durumda olduğuna bakmaları gerekmektedir. Tarih boyunca kendilerine ait olmayan coğrafyalarda sayısız savaş ve çatışmaların mimarı olan Batılılar, kendi kanlı tarihlerini ve soykırımlarını unutmuş gibi görünüyor. Ama tarih unutmuyor.
Yerel işbirlikçiler, piyonlar ve hainler dünyanın her köşesinde sömürgecilerin işini kolaylaştırıyor. Ne diyor Dede Korkut? “Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz oğul!”
İşte zurnanın zırt dediği noktalardan biri de burası. Aydınların/entelektüellerin, sözde din alimlerinin, liderlerin, kanaat önderlerinin zihin yapısını ele geçirmek. Sömürgeci politikalar, sömürüye hedeflenen ülkelerin toplumların önünde giden bu insanların zihinleri dönüştürülerek/manipüle edilerek yürütülür.
Toplumun önünde giden bu insanların yönlendirilmesi demek, toplumların sömürüye hazır hale getirilmesi demektir.
Küresel çetelerin sömürü düzenleri, sömürgeleştirilmeye yatkın aydın dediğimiz bu zihniyetlerin üzerine bina edilmektedir. Bizler bu tür aydınlara “sömürge aydınları” diyoruz.
Batılı küresel emperyalist güçlerin, hedeflediği ülkelere iki yüzyıldır uyguladığı yöntem ve metot budur.
Emperyalist batı kapitalizmi, küreselleşme adı altında, bir takım IMF, OECD, WTO gibi uluslararası finans aktörleri, ekonomik örgütler ve çok uluslu şirketlerle ulusal ekonomileri yok etmekte ve dünya ekonomisini ele geçirmektedirler. İnsanların yaşam tarzlarını ve kültürlerini de, çok uluslu şirketlerle yeniden dizayn etmeye çalışmaktadırlar. Batılı küresel elitlerin oluşturmaya çalıştıkları kendine has kurum ve kuralları olan bu sisteme, “Yeni Dünya Düzeni” deniliyor.