Türkiye ile ABD arasında uzun süredir krize neden olan ABD’li sözde rahip kılıklı casus Andrew Craig Brunson davasında dördüncü duruşmada tanıkların ifadeleri değiştirilerek, Brunson'un ev hapsi ve yurt dışı yasağını kaldırdı. 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilen Brunson, cezaevinde yattığı süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı ve hemen önce Almanya’ya ardından da ABD’ye uçtu.
Aslında tahliye edileceği “perşembenin gelişi çarşambadan belli” misali aşikârdı. Ancak uzun süredir kopartılan fırtına meselenin sadece bu papaz meselesi olmadığını ifşa ediyordu.
23 ay tutuklu kalan casus Brunson neden ABD yönetiminin gündemine son iki aydır bu şiddetle girdi. Bunu sorgulamak lazım. Neden 21 aydır tutuklu olan adamları için bu kadar vaveyla koparmayan Trump yönetimi, ne oldu da sonra bu casuslarını hatırlar oldular?
“Mesele sadece papaz değil!” yazımda bu konuyu irdelemiştim. Devletler ve uluslararası ilişkilerde tabi ki sorun, sadece görünen veya gösterilen şekil olmadığını biliyoruz. Arka planda ne tür oyunlar ve planlar döndüğünü bilemiyoruz. Ancak ortada ABD yönetimin köşeye sıkıştıran bir pazarlık olduğu ve bu yüzden böyle davrandıkları ve feveran ettikleri anlaşılıyor.
Şimdi bu casus için ne tür pazarlıklar yapıldığı belki ilerde ortaya çıkacaktır. Ancak bizim gördüğümüz casus Brunson’un mahkemesi, tutuklanması, ev hapsi ve serbest bırakılması tamamen oynanan oyunda bir figüran olduğudur. Uzun süredir gergin olan Türkiye-ABD ilişkilerinde Brunson sadece bir basit bir figiran olarak kalacaktır ve asıl meseleyi belki de hiç öğrenmeyeceğiz.
Önce hazırlanan iddianamede vahim konular öne çıkarılıp olay büyütüldü. Sonra hiçbir şey olmamış gibi geçtiğimiz Cuma günü yapılan son duruşmada, ifade sahipleri ifadelerini çekerek tiyatroyu başlattılar. Bu adamlara “ifade ver” diyenler günü gelince “ifadenizi çekin” dediler ve pazarlık yerine geldi.
Hükümete yakın basında aylarca olayı köpürten ve savaş çığırtkanlığı yapan bir dil kullandı. “Casus rahip”, “ajan rahip Brunson”, “PKK’lı rahip”, FETÖ’cü rahip” gibi manşet atan TV ve gazeteler; sonra ne oldu da “ABD’li rahip Brunson”, “rahip BrunsoTrump,n” ve “Brunson davası” diye başlık attılar. Bu dil değişikliği ve gelişmelere zaten bu casus parçasının serbest bırakılacağını gösteriyordu.
Şimdi oynanan tiyatroda figüran bile olamayan çok bilen sözde stratejist ve yorumcular şimdi ne duruma düştüklerinin farkındalar mı acaba?
Hele birde “bağımsız yargı” hikayeleri anlatan devlet yetkilileri ve yazar-çizer tayfası milletin aklıyla alay ettiklerinin farkındalar mı?
Daha öncede benzer iddialarla Büyükada’da yakalananlardan tutunda Can Dündar’a kadar kimler bırakılmadı ki? Şimdi olayı kapatarak, “Bağımsız yargı” kararı denilmesi halkın aklıyla alay edilmesidir. Yabancılar ve casuslara gösterdiğiniz bu toleransı birazda kendi halkınıza gösterin.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu casusun tahliyesi sonrası yaptığı açıklamada, "Umarım ABD anlamıştır, öyle baskıyla vesaire diğer yöntemlerle Türkiye'den bir netice alınmaz. Bağımsız yargıya bırakacaklar, yargı ne karar verirse ona da hepimizin uyması gerekiyor." dedi.
Sayın Bakan! ABD anlamış mı? Anlamamış mı? Bilemiyoruz. Yalnız biz halk olarak oynanan tiyatro ve arkasındaki pazarlıkları çok iyi anladık. Umarım halkın son aylarda ekonomik ve siyasi baskı karşısında çektiği bu kadar sıkıntı boşa gitmemiştir ve istenilen alınmıştır. Wesselam…