Öyle içten gülüyordu ki,
Sanki baharda açan güller, yüreğimde büyüyordu.
Hele annesinin gözlerindeki o mutluluk...
Hangi kelimeyle anlatsam izah edebilirdim.
3 Aralık Dünya Engelliler gecesi düzenlemek için kolları sıvamıştık.
Berlin’de bir ilk olacaktı.
Bir taşla iki kuş vurmaya çalışacaktık.
Engelli kardeşlerimizi bir gece dahi olsa mutlu etmek istemiştik.
Senede bir gün, Okyanus’tan iğne ucu ile su almaktı ya!
Yine de hiç yoktan iyidir, dedik.
Yükümüz ağırdı.
Berlin’de hafta sonları, salonlar oldukça pahalı olunca,
Kara kara düşündüm.
3 Aralık 2018 Pazartesi gününe denk geliyordu.
Pazartesi olsun dedim.
Her kafadan sesler yükseldi.
“Hafta başı, millet çalışacak, yorgun argın...”
Neler duymadım ki.
“İnanmak, başarmanın yarısıdır.” dedim.
Eğer yürekler isterse, günün yada gecenin önemi olmazdı.
Ve ben inandım.
“Gelecekler”dedim
Fatih Demirbağ diye bir kardeşim var, benim.
Manevi kardeşim.
Kalbi merhametle dolu.
“Abla ben seninleyim. Sen iste biz yapalım” dedi.
Oysa o kadar dolu bir Programı vardı ki.
Ama o gece ben de sahne alırım diye elimizi tuttu.(hem sahne aldı, hem de ben ondan para aldım.))
Duyan güzel yürekler dört elle sarıldılar.
Posterleri asmak için dolaştı
Tunç kardeşim.
Üstüne biletleri de sattı.
Sündüz Hanımı sadece yarım saat görmüştüm ki, bana Hızır gibi yetişip, her şeye yetişti.
Salonunu bize kiralayan Hüseyin bey, sadece temizlik parasını aldı.
İçeceklerimizi almaya gittik ki,
Best içeceklerin sahibi Fethi Bey den birde yüklüce yardım aldık.
Yemekleri eş dost hazırlayıp getirdi.
Herkes de bir düğün telaşı vardı.
.Onca işin arasına kapı kapı dolaşıp bilet satanlar, Yasemin, Şeyma, Songül, bahar...
Yardım edenlerin isimlerini yazmaya kalksam, sabah olur))
Ve o gün, yani 3 Aralık geldi çattı.
Kimse gelmez demişler.
Hasbamlar!!!
Fesatlık yapmışlar.
Salon doldu taştı.
Herkes de, bir mutluluk bir huzur...
Gerçek bir düğün vardı, sanki.
Nasıl eğlendiler görmeniz lazımdı ki,
Yazdıklarımı okurken, o zaman gözleriniz dolu dolu olurdu.
Melekler sarmıştı her tarafı.
Günlerin yorgunluğu uçup gitmişti.
Gecemiz tek kelimeyle muhteşem olmuştu.
Şimdi sırada Türkiye de yaşayan ihtiyaç sahibi engelli kardeşlerimize sandalye yardımını ulaştırmak kalmıştı.
Beklenenin üstünde bir yardım toplanmıştı.
Ben hiç bir zaman Allah için çıktığım yolda kalmadım.
Hep şükürle ağlayarak noktaladım.
Ülkemin Doğu- Güney doğu-Karadeniz ve Marmara bölgelerinde dağıtım yapılacak.
Şimdi sırada,
İhtiyaç sahibi kardeşlerimizi mutlu etmek kaldı.
Başarmak için yüreğinizi koymanız lazım.
Eğer sevgi ile bir yardım yoluna çıkmaz iseniz,
Kalbi kararmış insanların yapacakları yada söyleyecekleri her şey sizi üzer.
Ben ve ailem, kulaklarımızı kapatıp, yüreklerimizi açtık.
Dostlarımızda bize inandılar.
Ve bizi yalnız bırakmadılar.
Daha yapacak çok işimiz var.
Ondan yalakalara sonradan görmelere kıskançlara...
Gülüp geçtik.
Herkese çok ama çok teşekkür ediyorum.
Kıskananlara da, lakin onların fesatlıkları ile attıkları taşların üstüne basıp yükseldik.
Ve
Engelleri aştık.
Siyaseti
Dili
Irkı
Bir kenara bırakıp,
El ele verdik.
Ve başardık.
O meleklerin gülüşüne ter akıtmaktan
Onur duyduk.
Engel diye bir şey yoktur.
Sevda ile sarıldıktan sonra...
Sevgilerimle…