“Küfre saplananlara gelince onları uyarsan da uyarmasan da onlarca aynıdır. İman etmezler.Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine de bir perde indirmiştir. Bunların hakkı pek büyük bir azaptır.” -El Bakara: 6-7-
Bu ayetlerin zahirinden anlaşılan kafirlerin imana gelmeyeceğidir. Ancak burada kast edilen kafirleri biz tanıyamayız. Bunlar kalbi mühürlenenlerdir. Kimin kalbinin mühürlendiğini bilmeyiz. İman etmeyenlere İslam'ı anlatmaktan vazgeçin anlamında değildir. Çünkü Bizler kimin kalbinin mühürlendiğini, kimin hidayete artık ermeyeceğini bilemeyiz. Biz insanların kalplerindekini bilmeyiz. Allah insanların kalplerinde olanı bilir.Ve onların artık hidayete erip ermeyeceklerini de bilen Allah'ı.Bizedüşen şey onlara tebliğ etmek, onlara İslam'ı anlatmaktır.Burada Allahu Teala acaba belirli birkaç şahsi kast edip peygamberine mi bildiriyor.Yani misal olarak Abdullah ibnuselul gibi bazı insanların artık iman etmeyeceğinipeygamberine mibildiriyor. Biz Onu bilemeyiz ama bize düşen şey bizim insanlara İslami anlatmamızdır. İnsanların şekline, bıyıklarına veya kıyafetlerine bakarak karar veremeyiz. Bir şahıs anlatıyordu. Sokağımızın başında bıyıkları ağzına giren, yüzü de bana sevimli olmayan bir adam kebap yeri açmıştı. Camiye gidip gelirken ona selam vermemek için kaldırımın diğer tarafında yürüyordum.Bir gün kendi kendime dedim ki, o bizim komşumuz, sormak lazımdır. Yani bir hal hatırını sormak lazım,ticaretini sormak lazım, durumunu sormak lazım dedim ve camiden dönerken onun önünden geçtim.Selam verdim.Elini tuttum, halini sordum.Oturma mı istedi.Oturduk. Bir çay içtik.Biraz konuştum. ona İslami anlattım.Bana söylediği şey şuoldu. Vallahi biz bilmiyoruz. Biz cahiliz. Istiyorum ki böyle sürekli gelseniz, bize İslami anlatsanız. Ben kendi kendime utandım dedim yani biz insanların yüzlerine bakarak, insanların bıyıklarına bakarak, insanların saç şekillerine bakarak onları değerlendirmeyi.Biz insanların kalpleriniokuyamaz.Güzel bir dille, güzel bir lisansları,güler bir yüz ile insanlara İslam anlatmalıyız.Korkutmadan onları cehenneme sürüklemeden cennete götürmenin yollarını insanlara anlatmalıyız. Peygamberimizin bir hadisinde belirttiği gibi çocuklara namaz kılmasanız cehenneme gidersiniz değil gel beraber namaz kılalım Cennete gidelim şeklinde onlara açıklama yapınız.Yani Bizler insanların kalplerini, kulaklarını, gözlerini bilemeyiz.Allahü Teala'nın bu kast ettiği şey bizim insanlara bakarak tebliğ vazifesini bırakmamız anlamında değildir.Allahu Teala belki özel bazı insanları rasulüne bildirmiştir. Resul de onları bildiği halde bir sahabenin dışında kimseyesöylememiştir. Yani bizler tebliğ etmekle görevliye.İnsanların kalpleri mühürlenmiştir, gözlerine perde çekilmiştir,kulaklarında da bir ağırlık vardır deyip kendi görevimizi bırakamayız
"Insanların içinde kimi de vardır ki Allah'a ve ahiret gününe İnandık derler.Halbuki iman etmiş değillerdir. Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir. "
Burada münafık olan insanların, içleriyle dışları bir olmayan insanların durumları anlatılıyor. Yani Allah'a ve ahiret gününe İnandık diye insanlara söylüyorlar ama içlerinden inanmıyorlar. Bunu Allah CelleCelalühü biliyor. Biz bilmeyiz. Münafık kelimesi ikiye ayrılır. 1: itikadi münafık. 2: Ameli münafık.
İtikadi münafık hakikatte kafirdir. Müslüman değildir. Allah'ın yanında bunlar kafir olarak geçerlidir. Ama biz bilmediğimizden dolayı Müslüman muamelesi yaparız. Çünkü bizim görevimiz insanların kalbindekini ortaya çıkarmak değildir. Ki zaten çıkaramayız. Ameli münafık ise müslümandır. Fakat amellerinde sıkıntıları vardır. Yanlışlık vardır. Bunların bu amelleri onları küfre götürmez. Yani ayetin belirttiği münafık tipi Hakikatte Allah'ın yanında kafir olanlardır. Abdullah ibnu selul gibi olanlar, Gerçekte iman etmiyorlar ama Müslümanları kandırmak için iman ettiklerini söylüyorlar. Müslümanlardan korkuyorlar. Onların gücünden korkuyorlar. Güvende kalmak için iman ettiklerini söylüyorlar.
Peygamberimizin (sav) hadislerinde “Münafığın alameti üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hainlik eder.” (Buhârî, İman: 25; Müslim, İman: 25) Bunlar ameli olan münafıklıktır. İnsanlar bunlarla kafir olmazlar. ve Allah Teala'nın “Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” Nisa 145. Ayetin kast ettiği münafıklar ameli olanlar değil itikadi münafıklardır. Onlar kâfirlerden de daha kötüdürler. Çünkü Müslümanların içine girerek kendilerini gizlerler ve Müslümanların sırlarını ve Müslümanların durumlarını öğrenirler. Müslümanların düşmanlarına bilgi verirler. Ameli münafıklarda öyle bir durum yoktur. Hepimizde var olan şeylerdir. Ama ameli münafıklıkla ilgili ameller zamanla kalbe zarar verir. Müslümanın toplumda itibarını yok eder.
İtikadı münafıklık, siyasi partilerde ve örgütlerde çok mevcuttur. İtikadında inanmadığı halde Müslümanlardan oy alabilmek veya taraftar bulabilmek için kendini Müslüman olarak tanıtıyorlar. Amellerinde ise Abdullah ibnu selulun namazı ve orucu dahi yoktur.