“ İman edenlerle karşılaştıkları zaman İnandık derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman Şüphesiz biz sizinle beraberiz. Biz Ancak onlarla alay ediyoruz, derler.” -El Bakara: 14-
Tarihin bütün dönemlerine baktığımızda eğer güç ve kuvvet Müslümanlarda ise kafir olanlar kendilerini gizlemişlerdir. Dolayısıyla Müslümanlarla karşılaştıkları zamanda kendilerinin de iman ettiklerini söylerler. Günümüzde ise bu durum siyasi parti temsilcilerinde ve beşeri örgütlerde çok yaygındır. Halktan oy alabilmek için her türlü kılığa girmektedirler. Yaşantı ve söylemleri tümüyle İslama zıt ve düşmanca olduğu halde halktan oy almak için seçim zamanlarında camiden çıkmazlar. Hemde kameraların iyi çekim yapabileceği yerlerde dururlar. Allah ve Peygamber ismini ağızlarından düşürmezler. Ama zafer veya mağlubiyetlerini şampanya ile sonlandırırlar. Gelecek seçime kadar camiye gitmezler. İşte bunlar siyasi - itikadı münafıklardır. İtikadi münafıklarıhalkın arasında aramaya gerek yoktur. Siyasi parti ve örgütlerin içinde sürüyle vardır. Dostlarıyla başbaşa kaldıklarında ise Müslümanları yine kandırdıklarınıalayvari bir şekilde içki bardaklarını tokuşturarak kutlarlar. Onlardan oy almak için inandıklarını söylediklerini, onlarla alay ettiklerini söylerler.
“Gerçekte Allah onlarla alay eder. (alaylarından dolayı onları cezalandırır.) azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.” -El Bakara: 15-
İşin aslında ise Allah onlarla alay eder. O kadar azgınlaşmışlar ki, artık Allah onları uyarmaz. Azgınlıkları içinde bırakır. Onlara tövbeyi hatırlatacak sıkıntı ve musibetler dahi vermez. Onlara mühlet verir. Taki ölüm meleği onların canını alıncaya kadar azgınlıklarında devam ederler. Ölüm gelince kimin kiminle alay ettiklerini anlarlar. Ama iş işten geçmiş olacak. Son gülen iyi güler.
“İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kar getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır.” -El Bakara: 16-
Satın almak. İnsan bir şeyi satın alabiliyorsa, demek ki aklı başında olan bir insandır. Hidayet yolunu tüm özellikleri ile birlikte değerlendirmişler. Fazla düşünmeden iman etmişler. Ama bu tip insanların akılları gözlerindedir. Batıl yolda olanların içinde bulundukları nefsani yaşantı onları cezbetmiş. Sonra batıl olan sapıklığı değerlendirmişler. Sapık yolun öncülerinin yanında durmanın daha karlı olduğunu düşünmüşler. İnsanlar kısa vadeli karlara daha fazla rağbet ederler. İnsanlara denilse ki peşin on lira kar, bir yıl sonra elli lira kar. Geneli karımızı şimdi istiyoruz. Bir yıla kadar kim sağ kim ölü belli değildir. Derler. Bir çok ayette de geçtiği gibi insanlar acelecidirler. Bu yüzden batıl yolunda ki insanların küçük vaatlerini ahiretin ebedi menfaatine değiştirirler. Ayette " Eğer insanlar tek bir (inkarcı) ümmet haline gelmeyecek olsalardı, rahman olan Allahı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerine çıktıkları merdivenlerini, evlerinin kapılarını ve üzerine yaslandıkları koltuklarını gümüşten yapardık." zuhruf 33-34 İmanlarında kararlı olmayan insanlar küçük bir menfaat için veya tehdit karşısında geri dönüş yaparlar. Halbuki Allahın vaatleri veya tehditleri daha büyük ve korkunçtur. Ama geneli ahirete ertelenmiş olduğu için insanlar peşin olana koşuyorlar. Herkesin içinde onları iyiliğe teşvik eden, kötülükten men eden bir şey var. Ama insanlar içten gelen uyarıları dikkate almadan nefislerine uyarak batıl yolunu tercih ediyorlar.
“ Onların durumu (geceleyin) ateş yakan kimsenin durumuna benzer. Ateş tam çevresini aydınlattığı sırada Allah ışıklarını yok ediverir de onları göremez bir şekilde karanlıklar İçinde bırakıverir. “ -El Bakara: 17-
Bunlar, önce iman etmişler. Tam imandan faydalanacakları zaman, imanı terk ederek karanlığa sapmışlardır.