ABD, tarihin kaydettiği en tehlikeli ve şeytani planlara sahip ülkelerin başında geliyor. ABD nin kurucuları önce Kızılderili insanların memleketlerini işgal ettiler ve onların köklerini kuruttular. Sonra 1. ve 2. Dünya savaşının seyrini değiştirecek manevralarda bulundular.
1. Dünya savaşının son kısmında Almanya"ya karşı savaşa girerek galibiyeti sağladılar. Almanyayı ve Osmanlı devletini parçaladılar. Almanya tekrar güçlenip 1. Dünya savaşının mağlubiyetinin intikamını almak için 2. Dünya savaşını çıkardı. Savaşın son zamanlarında taraflar zayıflayınca yine Almanyaya karşı savaşa girerek hem Almanyayı hem de Japonyayı dize getirdi. Milyonlarca insanı öldürdü. Japonyanın 2 şehrine atom bombası atarak vahşet ve acımasızlığını göstermiş oldu. Birleşmiş milletler terör örgütünü kurarak Dünyanın yönetimini eline aldı. Kendisine bağlı devletleri destekleyerek gücünü artırdı. Kendisine rakip olarak gördüğü devletleri yıkmak için CIA isminde bir örgüt kurdu. CIA terör örgütü eliyle bir çok devlette askeri ihtilalleri yaptı
Karayipler'i askeri ablukaya alan ABD, kıtanın güneyinde devrimlerin ilerleyişini durdurmak için daha önce uyguladığı operasyonlardan ve darbelerden daha kapsamlı bir askeri planı hayata geçirdi. 1954 Paraguay, 1964 Brezilya, 1971 Bolivya, 1973 Şili ve Uruguay'dan sonra 1976 Arjantin askeri faşist darbeleri arasında koordinasyon sağlanarak kıtasal bir denetim kuruldu.
Ülkelerinde faşist darbelere imza atacak olan generallerin hemen tümü "Amerikalılar Okulu"nda eğitim aldı. 1963'ten 1984'e kadar 23 Latin Amerika ülkesinden 60 bin asker ve polise eğitim veren okulun misyonu Latin Amerika ülkelerini ABD'yle işbirliğine hazırlamaktı.
ABD çıkarlarıyla çatışmaya giren hemen her eğilim onun hedefidir. Latin Amerika’nın askeri darbelerle tanınıyor olmasının temel nedeni dünyanın en büyük emperyalist gücü ABD’nin “arka bahçesi” olmasıdır.
Amerika işgal etmek istediği devleti önce iç çatışmalarla zayıflatıyor. Bunu CIA terör örgütü eliyle yapıyor. oradaki muhalifleri birbirleriyle savaştırıyor. Her iki tarafta zayıflayınca bunlardan bir kısmını silahlarla destekliyor. ondan sonra kurtarıcı Abe rolü ile sahneye çıkıyor ve askerleri ile beraber yardıma gidiyor.
Rahmetli şehid Seyyid Kutup 1945 yılında "İslami etüdler" adlı köşe yazısında : Rusya ileride yıkılacak. Amerika tek başına dünyanın hakimi olacak ve yeni kurduğu düzene "yeni dünya düzeni" adını verecek. Amerikanın tek başına hakimi olacağı dünyanın vay haline." diyordu. Evet Amerika tek başına dünyanın hakimidir. En acısı da şudur ki; savaşlarla yerle bir ettiği ülkeler onun tarafında yer alıyorlar ve onun dediğinden dışarı çıkmıyorlar. İşte Almanya, işte Japonya.
Amerika dünyanın bütün ülkelerinin yönetimlerine kendi adamlarını yerleştirmiştir. Devletler nasıl kendi içlerindeki örgüt ve yapılara ajanlarını koyup onları yönlendiriyorlarsa Amerikada dünyayı kendi malı olarak gördüğü için onların içine kendi ajanlarını koyup devletlerin yönetimlerini ele geçiriyor.
Irakı İranın üzerine saldırttı. iki devleti de zayıflatıp silahlarını hem Iraka hem de komşu devletlere sattı. ondan sonra Saddamı Kuveyte saldırttı. Bunu bahane edip Irakasaldırdı ve Irakın yer altı ve yerüstü zenginliklerine el koydu. Libya, Afganistan, Cezayır, Yemen ve Suriyeyi iç savaşa sürükledi. Suriyeyibüyük bir kaosa koyduktan sonra çekilme kararı aldı. herkes niçin çekiliyor diye düşünürken asıl sebep ortaya çıktı.
Amerika son zamanlarda ekonomik açıdan sıkıntıya girmişti. Hem kendisine muhalif olan komşusunu hizaya getirecek hem de dünyanın en zengin petrol kaynaklarını bedava bir şekilde ülkesine götürecekti. Komşusunun petrolünü taşımak daha ucuza mal olacak. Amerika Venezuela devletini yıkarken,savaşa soktuğu devletin komşularını da göçmenlerin sorunlarıyla zayıflatıyor ve meşgul ediyor.Türkiyeyi, Suriyeli, Afganistanlı ve Iraklı göçmenlerle zayıflattı. Bu da ayrı bir zayıflatma politikasıdır.