El Bakara 21: “ Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan rabbinize kulluk edin ki, takvaya eresiniz.”
İster kabul edelim ister kabul etmeyelim, bizi de bizden öncekileri de yaratan Allah 'tır. Onun dışında hiç kimsenin yaratmaya gücü olamaz. Herşeyi yerli yerinde yapmak ancak Herşeyi kuşatan bir güç tarafından yapılabilir. Şu anda dünya da var olan yaratıkların için de insanlardan daha akıllı ve zeki bir varlık yoktur. Onun gücü sınırlıdır. Doğumu ve ölümü bile onun elinde değildir. Normal şartlarda utanç verici bir yoldan dünyaya geliyor. Ama herkes bu yoldan dünyaya geldiği için kimse kimseyi ayıplamıyor. Bizi yaratan Allah olduğuna göre ona kulluk ve ibadet etmemiz gerekiyor. Ona kulluk ettiğimizde bizim değerimiz artıyor. Tanınan bir insanın yanında yer almak toplum içinde daha değerli olmayı sağlıyor. Her şeyi yaratan Allahın yanında yer almak ve Onun yeryüzündeki temsilcisi olarak yaşamak bütün yaratıkların ilgisini insanların üzerine çeker. Bütün yaratıklar yaratıcıya en yakın olan insanlara saygı ile hizmet eder. Biz Ona kulluk ettikçe onu daha iyi tanırız. Onu tanıdıkça takvamız artar. Takvamız artıkça onun yoluna sarılırız. Bizim diğer varlıklardan üstün oluşumuzun sebebi Allah'a ibadet etmemizden kaynaklanıyor. Her yaratılan varlık kendi lisanları ile Allah'a kulluklarını sunuyorlar. Onlarda seçme özgürlüğü yok. ( cinler hariç) Ama insanlarda kendi iradeleri ile seçme özgürlüğü verilmiştir. Diğer varlıklardan daha fazla özellikler verildiği halde yine de Allah'a isyan ediyorsa o zaman derecesi diğer yaratıklardan daha aşağı düşer.
El Bakara 22: "O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah'a ortaklar koşmayın."
Her şeyi biz istifade edelim diye düzenlemiştir. Çeşitli ürünleri yerden çıkarıp bize sunmuştur. Suyu güneş vasıtasıyla buharlaştırıp bulutların içine koyup rüzgar vasıtasıyla bulutları çeşitli bölgelere götürüp yağmur yağdıran güç Allahtır. Hiç bir şey yaratmaya güç getiremeyen taş parçalarını Ona ortak koşmak, insan için büyük bir utançtır. Allah, insanı halife yapmıştır. O da halifeliği bırakıp taş parçasına tapıyor. Veya ölümü, hastalığı ve açlığı kendisinden uzaklaştıramayan bir insana tapıyor. Onu yaratan rabbını terk edip hiç bir şeye güç getiremeyen varlıklara ibadet etmesi insanlar için büyük bir ayıptır. Kendisine secde etmekle emrolunan şeytana bağlanması izah edilebilecek bir durum değildir. O şeytan ki, bize karşı büyüklük taslamış ve bizleri cehenneme koymaya çalıyor. Biz, babamızın düşmanını dost edinmeye çalışıyoruz. " Allahı bırakır da kendine ne zarar, ne menfaat veremeyecek şeylere yalvarır. İşte derin sapıklık budur." -Hacc Suresi: 12-
El Bakara 23: "Eğer kulumuza (Muhammed'e) indirdiğimiz (Kur'an) hakkında şüphede iseniz, haydin onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi çağırın (ve bunu ispat edin)."
İşin ehli olan insanlar Kur'anı okudukları zaman anlıyorlar ki, bu sözler, bu ahenk ve etkileyicilik bir insan tarafından yazılamaz. Mekkenin şairleri Kur'an nazil olduktan sonra, şiirlerini kabenin duvarına asmaktan vazgeçmişler. Büyük şair Kab bin Züheyr Kur'anı dinlediği gibi iman ediyor. Bunun insanlar tarafından yazılamayacağını söylüyor. Ama ilimden hiçbir şey anlamayan insanlar bu Kur'anın insan tarafından yazıldığını söylüyorlar. Hemde Rahman isminde birine atıfta bulunuyorlar ki, garibanın dili arapça değildir. Dili arapça olmayan birinin bu fesahat ve belağat timsali olan Kur'anı Hz. Muhammed (sav) e öğrettiğini söylüyorlar. Halbuki Mekkenin ileri gelenleri Onu (sav) karalamak için toplantı yapıyorlar ve şu sonuca varıyorlar : ne onda ne de getirdiği sözlerde hiç bir kusur yoktur. Yine de diyelim ki, sihirbazdır. Çünkü anne ile babanın, evlat ile babalarının arasını bozuyor. Diyelim. Ama aklı ve bilgileri zayıf olanlar bu Kur'anın bir beşer sözü olduğunu söylüyorlar. İftira bedavadır. Ama ahirette hesabı vardır. Bu iddiada bulunanlara bunun bir mislini getirin. Hem de Allahın dışındaki bütün dostlarınızı da çağırın. İki cümleyi yanyana getirmekten aciz olan bu zavallılar, alemlerin Rabbı ile yarışacaklar mı?